ahmetbeyler
New member
İki farklı atomun birleşmesiyle ortaya yeni bir atom çıkmasına nükleer füzyon ismi veriliyor. Örneğin yıldızlarda, farklı tipten elementler ağır basınç tesiriyle tepkiye giriyor. Ortaya yeni elementler, ısı, ışık ve ışınım çıkıyor.
Bilim insanları, güce ulaşmanın yollarından biri olarak gördükleri nükleer güç üzerinde çok vakit harcıyorlar. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda nükleer füzyon gerçekleştirildiğinde, füzyonun gücü zaman içinde azalıyordu. Geçtiğimiz yıl bilim insanları, tarihte bir birinci vakit içinderda kendi kendine devam edebilen füzyon geliştirdi. Tek sorun, birebir şeyi yeniden nasıl gerçekleştirebileceklerinden epey da emin değiller.
Nükleer füzyon, güç krizini çözebilir (yapabilirsek)
Dünya’nın hayat kaynağı olan Güneş’ten gelen ısı ve ışığın kaynağı nükleer füzyondur. Hidrojen atomları birleşip helyum oluştururken büyük bir enerjiyi de dışarı yayar. Süpernovalar üzere kozmik olaylar da nükleer füzyon ile ortaya çıkar.
Uzayda rahatça gerçekleşebilen bu tepkileri gezegenimizde gerçekleştirmek ise pek mümkün olmuyor. Oluşturulan yapay ortamlarda, tepkinin başlaması için gereken kurallar sağlansa bile ısı ve güç, X-ışını ışınımu ve ısı iletkenleri üzere soğutma düzeneklerinde kayboluyor. Bu yüzden de bilim insanları, füzyonun tepkiye kendi kendine devam edecek enerjiyi ve ortamı oluşturduğu nokta olan ateşleme noktasına erişmeye çalışıyor.
Temiz gücün anahtarı olabilir
8 Ağustos 2021 tarihinde yayınlanan bir araştırma, şimdiye kadar insanlık tarihinin en değerli keşiflerinden birini ortaya çıkarttı. Kaliforniya Lawrence Livermore Ulusal Ateşleme Laboratuvarı’ndan araştırmacılar, trityum ve döteryum isimli hidrojen izotoplarını, altın kaplı bir tükenmiş uranyum çemberinde, 192 lazerden gelen yoğun güce maruz bıraktı. bu biçimdece birinci kez bir ateşleme süreci laboratuvar ortamında gerçekleştirilmiş oldu.
Saniyenin 100 trilyonda 1’i kadar bir süre için bilim insanları bu füzyondan 10 katrilyon wattlık bir güç üretmeyi başardı. sonrasındasında bilim insanları birebir deneyi dört sefer daha denedilerse de, birebir düzeyde güç üretemediler.
Araştırmacılar bu durumun sebebi olarak, nükleer füzyon çalışmalarında oldukca fazla etmenin fazlaca hassas rol oynamasını gösteriyorlar. Bu yüzden de her vakit tıpkı randımanda çalışma yapmak mümkün olmayabiliyor.
Bilim insanları, güce ulaşmanın yollarından biri olarak gördükleri nükleer güç üzerinde çok vakit harcıyorlar. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda nükleer füzyon gerçekleştirildiğinde, füzyonun gücü zaman içinde azalıyordu. Geçtiğimiz yıl bilim insanları, tarihte bir birinci vakit içinderda kendi kendine devam edebilen füzyon geliştirdi. Tek sorun, birebir şeyi yeniden nasıl gerçekleştirebileceklerinden epey da emin değiller.
Nükleer füzyon, güç krizini çözebilir (yapabilirsek)
Dünya’nın hayat kaynağı olan Güneş’ten gelen ısı ve ışığın kaynağı nükleer füzyondur. Hidrojen atomları birleşip helyum oluştururken büyük bir enerjiyi de dışarı yayar. Süpernovalar üzere kozmik olaylar da nükleer füzyon ile ortaya çıkar.
Uzayda rahatça gerçekleşebilen bu tepkileri gezegenimizde gerçekleştirmek ise pek mümkün olmuyor. Oluşturulan yapay ortamlarda, tepkinin başlaması için gereken kurallar sağlansa bile ısı ve güç, X-ışını ışınımu ve ısı iletkenleri üzere soğutma düzeneklerinde kayboluyor. Bu yüzden de bilim insanları, füzyonun tepkiye kendi kendine devam edecek enerjiyi ve ortamı oluşturduğu nokta olan ateşleme noktasına erişmeye çalışıyor.
Temiz gücün anahtarı olabilir
8 Ağustos 2021 tarihinde yayınlanan bir araştırma, şimdiye kadar insanlık tarihinin en değerli keşiflerinden birini ortaya çıkarttı. Kaliforniya Lawrence Livermore Ulusal Ateşleme Laboratuvarı’ndan araştırmacılar, trityum ve döteryum isimli hidrojen izotoplarını, altın kaplı bir tükenmiş uranyum çemberinde, 192 lazerden gelen yoğun güce maruz bıraktı. bu biçimdece birinci kez bir ateşleme süreci laboratuvar ortamında gerçekleştirilmiş oldu.
Saniyenin 100 trilyonda 1’i kadar bir süre için bilim insanları bu füzyondan 10 katrilyon wattlık bir güç üretmeyi başardı. sonrasındasında bilim insanları birebir deneyi dört sefer daha denedilerse de, birebir düzeyde güç üretemediler.
Araştırmacılar bu durumun sebebi olarak, nükleer füzyon çalışmalarında oldukca fazla etmenin fazlaca hassas rol oynamasını gösteriyorlar. Bu yüzden de her vakit tıpkı randımanda çalışma yapmak mümkün olmayabiliyor.