Kapalı olan dosya tekrar açılır mı ?

Yaren

New member
Kapalı Olan Dosya Tekrar Açılır Mı?

Bir zamanlar bir kütüphanede, her biri farklı dünyalara açılan birçok kapalı dosya vardı. Her biri bir sır, bir arayış, bir geçmişi saklıydı. Beni bu dosyalara dair düşünmeye iten olay ise, bir gün kütüphanede tanıştığım Asuman'dan geldi. Samimi bir şekilde başını eğip, “Bazen, kapanan dosyaların, zamanla açılabileceğini düşünüyorum,” demişti. Ne demek istediğini tam anlamasam da, o anda zihnimde bir şeyler kıpırdamıştı. O gün, Asuman’ın söyledikleri beni derinden etkilemişti; kapalı bir dosya, zamanla nasıl açılabilir? Gerçekten açılabilir mi?

[Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımları]

Hikâyenin başrolünde, Tarık ve Asuman vardı. Tarık, Asuman’a göre daha çözüm odaklı biriydi. Her şeyin bir yolu vardı, her problemin bir çözümü vardı ve bunun için çalışmak, stratejik adımlar atmak gerekiyordu. Asuman ise bu işin başka bir yönünü görüyordu; insan ilişkileri, duygular, anılar... Tarık, dosyaların kapanmasını bir tür engel olarak görüyordu, bir şeyin bittiği, tamamlandığı an olarak. Asuman ise, kapanmış bir dosyanın aslında sadece görünmeyen bir alanı olduğunu savunuyordu. “Kapalı bir dosya, açılmasını bekleyen bir yerden başka bir şey değil,” diyordu.

Bir gün, Tarık ve Asuman eski bir mektup buldu. Mektup, yıllar önce kaybolmuş bir dostun yazdığıydı. Tarık mektubu bulur bulmaz, hemen bir çözüm düşünmeye başladı. “Bunu hemen teslim etmeliyiz,” dedi. Ama Asuman, mektubun açılmasının hemen gerekli olmadığını düşündü. "Belki de zamanı gelmeli, belki de bir süre beklemeliyiz,” dedi.

İşte burada, erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı ile kadınların ilişkisel bakış açılarının farkı kendini gösteriyordu. Tarık’ın gözünde, çözülmesi gereken bir şey vardı; mektubu teslim etmek, konuyu kapatmak. Ancak Asuman, dosyanın kapanmasının bir süre daha beklemesi gerektiğini hissediyordu. Zamanın iyileştirici gücüne inanıyordu.

[Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımları]

Asuman’ın bakış açısının temelinde empati vardı. O, mektubun sahibinin geçmişini anlamak, duygularını, kırgınlıklarını hissederek hareket etmek istiyordu. Tarık ise sadece pragmatik bir yaklaşım sergiliyordu: “Bu mektup bizim geçmişimizi değiştirmez. Geçmişi değiştiremeyiz, ama şu an ne yapacağımıza karar verebiliriz.” Asuman ise, geçmişin hatırlanması gerektiğini ve bunun ilişkilerde birleştirici olabileceğini savunuyordu.

Bir gece, ikisi de mektubu okurken, Tarık birden durdu ve “Asuman, bu kadar takılmasak mı geçmişe?” dedi. Ama Asuman, “Geçmişin üstünü kapamak, geçmişi yok saymak demek değil mi?” diye karşılık verdi. Tarık bir an durakladı. Asuman’ın bakış açısını anlamaya çalıştı. O an, Tarık, kapalı bir dosyanın neden her zaman açılmak zorunda olmadığını kavramaya başladı. Bazen geçmiş, sadece hatırlanmalı ve üzerine düşünülmeliydi.

[Toplumsal ve Tarihsel Perspektif]

Bu hikayenin derinliklerinde sadece iki farklı kişiliğin çatışması yoktu, aynı zamanda toplumsal bir gerçeklik de yatıyordu: Geçmişe duyduğumuz bağlılık ve zamanın sürekli akışı. Bir toplum olarak geçmişin, tarihsel olayların ve bireysel anıların üzerini örtme eğilimindeyiz. Çoğu zaman, bu kapanmış dosyaları açma cesaretini bulamayız. Özellikle de duygusal olarak zorlayıcı anıları barındırıyorsa, geçmişi hatırlamak, modern hayatın hızına ayak uydurmak için genellikle “gereksiz” bir yük gibi algılanabilir.

Ancak, toplumsal hafıza, aslında geçmişin üzerini kapamanın ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor. Tarihteki önemli olaylar, toplumsal travmalar, bireylerin yaşadığı derin izler – bunların hepsi kapalı dosyalarda saklanır. Birçok kültür, geçmişin izlerini yaşatarak, kolektif hafızayı korur. Geçmişin kapanması, sadece kişisel değil, toplumsal bir kayıp olabilir.

[Kapalı Dosyanın Yeniden Açılması]

Bir gün Tarık, mektubu tekrar okurken, Asuman’a döndü ve dedi ki: “Belki de bu dosya, sadece bir şeyleri hatırlamamızı istiyor. Bir çözüm bulmak, geçmişi silmek değil, ona bir anlam katmak belki de.” O an, her ikisi de kapalı bir dosyanın açılmasının sadece fiziksel bir eylem olmadığını fark etti. Bazen, kapalı bir dosya, sadece üzerine düşünülmesi gereken bir hikâyedir. Bazen de, geçmişin bir yarasıyla yüzleşmek, o anı kabul etmek gerekebilir.

[Okuyucuya Sorular]

- Geçmişe dair kapanmış bir dosyayı yeniden açmanın, hayatınızda nasıl bir etkisi olabilir?

- Sizce geçmişin izlerini hafızamızda tutmak mı, yok saymak mı daha sağlıklıdır?

- Kapalı dosyalar bazen neden açılmalıdır? Hangi koşullarda açılmamalıdır?

Hayat, her kapalı dosyanın tekrar açılmasına izin verir mi? Belki de bazen, bir dosyanın kapanmış olması, onun tamamen kaybolduğunu göstermez.
 
Üst