ahmetbeyler
New member
Bugüne kadar yapılan sayısız araştırma, fast food biçimi yiyeceklerin sıhhatimize ziyadesiyle ziyanlı olduğunu ispatlarıyla ortaya koydu. Bilhassa günümüzde milyonlarca insanı obeziteye iten bu yiyecek tipi, birlikteinde bir fazlaca sıhhat sorunu da getirerek kişinin sıhhat durumunu daha da berbatlaştırıyor. Sıhhat sorunu yaşamak istemeyen bir epeyce insansa fast fooddan uzak duruyor -mu?
Geçtiğimiz günlerde yayımlanan yeni bir araştırma, aslında bu durumun pek de bu biçimde olmadığını ortaya koydu. Araştırmaya göre insanların fast fooddan uzaklamasının sebebi bu yiyeceklerin sıhhatsiz olması değil, bunun yerine suçluluk duygusu yaşamak istememeleriydi. Araştırmada kendisini nizamlı olarak fast food tüketen ve tertipli olarak tüketmeyen toplam 300 iştirakçi yer aldı.
Suçluluk duygusu, bireyleri fast fooddan en çok soğutan etmen oldu:
Çevrimiçi düzenlenen bir ankete katılan iştirakçiler, işlevsel (kolaylık, tat, aşinalık vs.) ve duygusal (zevk almak vs.) pahalar dahil olmak üzere fast food ile ilgili bir dizi öğeye ne kadar değer verdiklerini belirlediler. Elde edilen ham bilgiler bir dizi istatistiksel teknik kullanılarak incelendi ve bilhassa sistemli olmayan fastfood tüketicilerini tanımlayan iki temel ayırt edici faktör bulundu.
Bu faktörlerden birincisi, sistemsiz fast food tüketicilerinin bunu vakit baskısı hissettikleri, seyahat ettikleri, meskende yiyeceğin bittiği yahut gerilim altında hissettikleri üzere denetimlerinin ötesinde ‘kazara durumlarda’ yaptıklarını ortaya koydu. Öte yandan ikinci faktör, bu bireyleri fast fooddan en hayli uzak tutan şeyi ortaya koydu: Suçluluk duygusu.
Araştırmacılara göre ortaya çıkan bu sonuç, fast food’un sıhhatsiz olduğu bilgisinin birinin tüketim alışkanlıklarını etkilemek için yetersiz olduğunu gösterdi. Onlara bakılırsa fast foodu bırakmak için sağlıksızlık bilgisinin yanı sıra suçluluk duygusu üzere öteki niçinler de gerekiyordu. Araştırma kapsamında ortaya çıkan bu sıradan ancak etkileyici sonuç, obezite tedbire programlarının vereceği iletisi da değiştirmeyi sağlayabilir. İletiler, artık sağlıksızlık üzerine değil, suçluluk duygusu üzerine olabilir.
Geçtiğimiz günlerde yayımlanan yeni bir araştırma, aslında bu durumun pek de bu biçimde olmadığını ortaya koydu. Araştırmaya göre insanların fast fooddan uzaklamasının sebebi bu yiyeceklerin sıhhatsiz olması değil, bunun yerine suçluluk duygusu yaşamak istememeleriydi. Araştırmada kendisini nizamlı olarak fast food tüketen ve tertipli olarak tüketmeyen toplam 300 iştirakçi yer aldı.
Suçluluk duygusu, bireyleri fast fooddan en çok soğutan etmen oldu:
Çevrimiçi düzenlenen bir ankete katılan iştirakçiler, işlevsel (kolaylık, tat, aşinalık vs.) ve duygusal (zevk almak vs.) pahalar dahil olmak üzere fast food ile ilgili bir dizi öğeye ne kadar değer verdiklerini belirlediler. Elde edilen ham bilgiler bir dizi istatistiksel teknik kullanılarak incelendi ve bilhassa sistemli olmayan fastfood tüketicilerini tanımlayan iki temel ayırt edici faktör bulundu.
Bu faktörlerden birincisi, sistemsiz fast food tüketicilerinin bunu vakit baskısı hissettikleri, seyahat ettikleri, meskende yiyeceğin bittiği yahut gerilim altında hissettikleri üzere denetimlerinin ötesinde ‘kazara durumlarda’ yaptıklarını ortaya koydu. Öte yandan ikinci faktör, bu bireyleri fast fooddan en hayli uzak tutan şeyi ortaya koydu: Suçluluk duygusu.
Araştırmacılara göre ortaya çıkan bu sonuç, fast food’un sıhhatsiz olduğu bilgisinin birinin tüketim alışkanlıklarını etkilemek için yetersiz olduğunu gösterdi. Onlara bakılırsa fast foodu bırakmak için sağlıksızlık bilgisinin yanı sıra suçluluk duygusu üzere öteki niçinler de gerekiyordu. Araştırma kapsamında ortaya çıkan bu sıradan ancak etkileyici sonuç, obezite tedbire programlarının vereceği iletisi da değiştirmeyi sağlayabilir. İletiler, artık sağlıksızlık üzerine değil, suçluluk duygusu üzerine olabilir.