ahmetbeyler
New member
O kalın montunuzu her giydiğinizde ter ortasında kalıp pişman olduğunuz, hatta ince bir montla bile hiç üşümediğiniz, bol güneşli, az soğuklu, neredeyse büsbütün kurak bir garip mevsim yaşıyoruz.
Türkiye’de sıcaklar mevsim normallerinin üzerinde, ortalama 15-20 derece. ‘‘Uzmanlar uyardı, kar yağışı ve fırtına geliyor” üzere alıştığımız kış haberleri yerini ”Neler oluyor?” haberlerine bıraktı. Etraf, Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum ‘Son 52 yılın en sıcak Aralık ayı’ açıklaması yaptı. Peki gerçekten, neler oluyor?
Uludağ’da kar yağışı olmayınca yapay kar yağdıran makineler çalışmaya başladı, ortalama sıcaklığın bu mevsimde olağanda epeyce düşük olduğu kent merkezlerinde hava 15-20 derece, karı geçtik yağmur bile bir fazlaca vilayette yanlışsız dürüst yağmıyor
Uludağ’da kar yağmadığı için kullanılan kar makineleri ve geride karsız dağlar…
Bu soruya her insanın artık ezberlediği ortak cevap doğal ki iklim değişikliği. Fakat tek sebep bu değil.
Biz bir daha de birincisiyle başlayalım anlamaya; Türkiye’nin iklimi son birkaç yıldır subtropikal nesilden tropikal nesle geçiş yapmaya başladı
Ülkemiz dünya üstündeki pozisyonu sebebiyle subtropikal nesilde yer alıyor. Ancak özel coğrafik yapısı sebebiyle subtropikal iklimin haricinde gelişen kimi iklimsel özelliklere sahip.
Örneğin subtropikal iklimde sıcaklık yılın büyük çoğunluğunda 10 derecenin üzerinde ilerler. Ege ve Akdeniz bölgesinde büyük oranda subtropikal iklim şartları karşılanırken daha iç bölgelerde ülkemiz karasal iklim tesirindedir. En azından bu biçimdeydi. Fakat artık değil.
Günlük sıcaklık farklarının yüksek olduğu, sistemsiz bir yağış rejimine sahip; kimi periyotlarda ağır yağış sebebiyle sel felaketlerinin yaşanabildiği, ortalama sıcaklığın ise yıl uzunluğu 18 derecenin üstünde olduğu tropikal iklimde kış düzgünce tesirini yitiriyor
Tabii ki çabucak hemen ‘artık büsbütün tropikal iklime teslim olduk’ diyemeyiz. Lakin bilhassa subtropikal iklimin hakim olduğu Ege ve Akdeniz bölgelerinde bu değişimi daha güçlü hissedeceğiz. Başka bölgelerimizde ise mevsimler ortası fark giderek azalarak tropikal iklim tesiri artacak.
Yani ilerleyen senelerda ders kitaplarında ‘Türkiye’de dört mevsim yaşanır’ tarifi yerine ‘bir serin ve soğuk bir de sıcak ve ılık periyodunun olduğu iki mevsim yaşanır’ tarifini bakılırsaceğiz
Bu da tarımdan turizme ülkemizi bir epey istikametten etkileyecek. Yüzlerce yıldır yetişen tarım eserleri yetişmez hale gelecek. Sistemsiz yağış rejimi ve kar yağmaması hem yaz hem kış turizmini olumsuz etkileyecek.
Üstelik işin berbatı, bunlar o kadar ‘kısa bir müddetde’ olacak ki, şayet kuvvetli tedbirler almazsak bir fazlaca açıdan hazırlıksız yakalanacağız ve her şeye gözlerimizle şahit olacağız.
İklim değişikliğiyle ilgili kısmı anladıysak artık öbür münasebete bakalım;
Ülkemizde bu kış yaşanan durumun bir gibisi son birkaç haftadır Avrupa’da da yaşanıyor. Sıcaklıklar bir epey Avrupa ülkesinde 20 derece düzeyinde seyrediyor. Kış turizminin cenneti Alpler’e kar düşmedi. Beşerler ocak ayında denize giriyor.
İklim uzmanları sorunun temel sebeplerinden birinin Kuzeybatı Afrika’dan orta paralele sıcak hava getiren bir rüzgar oluşumu olduğunu söylüyor.
Akdeniz bölgesi üstündeki yüksek basınç noktası ve Atlas Okyanusu’ndaki alçak basınç sisteminin tesiriyle oluşan bu sıcak hava rüzgarı, hem ülkemizde tıpkı vakitte Avrupa’da kışın daha da sıcak geçmesine niye oluyor.
Jet akımında yaşanan değişimlerin dünya genelinde iklimleri bozulma uğrattığı da bir öteki münasebet olarak karşımıza çıkıyor. Bu hususun bilgilerinı aşağıdaki içeriğimizde de anlatmıştık. Dilerseniz ona da göz atabilirsiniz.
Sonuç olarak tek münasebet iklim değişikliği üzere görünmese de, sıcak ve soğuk hava dengesizliklerine niye olan bir fazlaca şeyin gerisinde bir daha iklim değişikliği yatıyor
İklim değişikliği ve tahlilleri ile ilgili bir epeyce farklı olay gündeme geldi ve bu mevzuyu bir hayli farklı açıdan ele aldık. Bu içeriklerimize de aşağıdan göz atabilirsiniz!
Türkiye’de sıcaklar mevsim normallerinin üzerinde, ortalama 15-20 derece. ‘‘Uzmanlar uyardı, kar yağışı ve fırtına geliyor” üzere alıştığımız kış haberleri yerini ”Neler oluyor?” haberlerine bıraktı. Etraf, Şehircilik ve İklim Bakanı Murat Kurum ‘Son 52 yılın en sıcak Aralık ayı’ açıklaması yaptı. Peki gerçekten, neler oluyor?
Uludağ’da kar yağışı olmayınca yapay kar yağdıran makineler çalışmaya başladı, ortalama sıcaklığın bu mevsimde olağanda epeyce düşük olduğu kent merkezlerinde hava 15-20 derece, karı geçtik yağmur bile bir fazlaca vilayette yanlışsız dürüst yağmıyor
Uludağ’da kar yağmadığı için kullanılan kar makineleri ve geride karsız dağlar…
Bu soruya her insanın artık ezberlediği ortak cevap doğal ki iklim değişikliği. Fakat tek sebep bu değil.
Biz bir daha de birincisiyle başlayalım anlamaya; Türkiye’nin iklimi son birkaç yıldır subtropikal nesilden tropikal nesle geçiş yapmaya başladı
Ülkemiz dünya üstündeki pozisyonu sebebiyle subtropikal nesilde yer alıyor. Ancak özel coğrafik yapısı sebebiyle subtropikal iklimin haricinde gelişen kimi iklimsel özelliklere sahip.
Örneğin subtropikal iklimde sıcaklık yılın büyük çoğunluğunda 10 derecenin üzerinde ilerler. Ege ve Akdeniz bölgesinde büyük oranda subtropikal iklim şartları karşılanırken daha iç bölgelerde ülkemiz karasal iklim tesirindedir. En azından bu biçimdeydi. Fakat artık değil.
Günlük sıcaklık farklarının yüksek olduğu, sistemsiz bir yağış rejimine sahip; kimi periyotlarda ağır yağış sebebiyle sel felaketlerinin yaşanabildiği, ortalama sıcaklığın ise yıl uzunluğu 18 derecenin üstünde olduğu tropikal iklimde kış düzgünce tesirini yitiriyor
Tabii ki çabucak hemen ‘artık büsbütün tropikal iklime teslim olduk’ diyemeyiz. Lakin bilhassa subtropikal iklimin hakim olduğu Ege ve Akdeniz bölgelerinde bu değişimi daha güçlü hissedeceğiz. Başka bölgelerimizde ise mevsimler ortası fark giderek azalarak tropikal iklim tesiri artacak.
Yani ilerleyen senelerda ders kitaplarında ‘Türkiye’de dört mevsim yaşanır’ tarifi yerine ‘bir serin ve soğuk bir de sıcak ve ılık periyodunun olduğu iki mevsim yaşanır’ tarifini bakılırsaceğiz
Bu da tarımdan turizme ülkemizi bir epey istikametten etkileyecek. Yüzlerce yıldır yetişen tarım eserleri yetişmez hale gelecek. Sistemsiz yağış rejimi ve kar yağmaması hem yaz hem kış turizmini olumsuz etkileyecek.
Üstelik işin berbatı, bunlar o kadar ‘kısa bir müddetde’ olacak ki, şayet kuvvetli tedbirler almazsak bir fazlaca açıdan hazırlıksız yakalanacağız ve her şeye gözlerimizle şahit olacağız.
İklim değişikliğiyle ilgili kısmı anladıysak artık öbür münasebete bakalım;
Ülkemizde bu kış yaşanan durumun bir gibisi son birkaç haftadır Avrupa’da da yaşanıyor. Sıcaklıklar bir epey Avrupa ülkesinde 20 derece düzeyinde seyrediyor. Kış turizminin cenneti Alpler’e kar düşmedi. Beşerler ocak ayında denize giriyor.
İklim uzmanları sorunun temel sebeplerinden birinin Kuzeybatı Afrika’dan orta paralele sıcak hava getiren bir rüzgar oluşumu olduğunu söylüyor.
Akdeniz bölgesi üstündeki yüksek basınç noktası ve Atlas Okyanusu’ndaki alçak basınç sisteminin tesiriyle oluşan bu sıcak hava rüzgarı, hem ülkemizde tıpkı vakitte Avrupa’da kışın daha da sıcak geçmesine niye oluyor.
Jet akımında yaşanan değişimlerin dünya genelinde iklimleri bozulma uğrattığı da bir öteki münasebet olarak karşımıza çıkıyor. Bu hususun bilgilerinı aşağıdaki içeriğimizde de anlatmıştık. Dilerseniz ona da göz atabilirsiniz.
Sonuç olarak tek münasebet iklim değişikliği üzere görünmese de, sıcak ve soğuk hava dengesizliklerine niye olan bir fazlaca şeyin gerisinde bir daha iklim değişikliği yatıyor
İklim değişikliği ve tahlilleri ile ilgili bir epeyce farklı olay gündeme geldi ve bu mevzuyu bir hayli farklı açıdan ele aldık. Bu içeriklerimize de aşağıdan göz atabilirsiniz!
- Kaynaklar: Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Reuters