Murat
New member
“Öğretim Programı İngilizce Ne Demek?” – Küresel Eğitim Dillerinde Anlam, Kültür ve Kimlik Üzerine Bir Tartışma
Geçenlerde bir arkadaşım “Öğretim programı İngilizce ne demek?” diye sorduğunda, ilk bakışta cevabın basit olduğunu düşündüm: curriculum. Ancak konuşma ilerledikçe fark ettik ki, bu kelimenin anlamı yalnızca bir çeviri meselesi değil; kültür, değerler ve eğitim anlayışıyla derinlemesine bağlantılıydı. Çünkü “öğretim programı” her toplumda aynı şey değildir — kimine göre bir plan, kimine göre bir vizyon, kimine göre ise bir ideolojik araçtır. Bu forum başlığında, “curriculum” kavramının farklı kültürlerdeki anlam katmanlarını, eğitim felsefeleriyle olan bağını ve bireysel-toplumsal yansımalarını tartışmak istiyorum.
---
“Curriculum”un Kelime ve Kavram Olarak Kökleri
“Curriculum” kelimesi Latince currere (koşmak, ilerlemek) fiilinden gelir. Yani kelimenin özünde “bir öğrenme yolculuğu” anlamı vardır. Türkçedeki “öğretim programı” ifadesi ise daha teknik ve planlı bir yapıyı çağrıştırır. Aradaki fark şudur:
- İngilizce “curriculum” öğrenme sürecini bir seyahat gibi görür.
- Türkçe “öğretim programı” ise öğretme sürecini bir düzen olarak tanımlar.
Bu küçük dil farkı bile, kültürlerin eğitime nasıl yaklaştığını gösterir. Batı eğitim sisteminde öğrencinin bireysel yolculuğu vurgulanırken, Türkiye gibi daha merkeziyetçi sistemlerde öğrenme, planlanmış bir yapı olarak görülür.
---
Batı Kültürlerinde “Curriculum”: Esneklik ve Bireysel Gelişim Odaklı Bir Yaklaşım
ABD ve İngiltere gibi ülkelerde “curriculum” kavramı, yalnızca ders içeriklerini değil; öğretme yöntemlerini, değerleri ve toplumsal becerileri de kapsar. Örneğin ABD’de “hidden curriculum” (gizli müfredat) kavramı sıkça tartışılır — bu, öğrencilerin sınıf ortamında resmi olarak öğretilmeyen ama davranış, rekabet ve kültür aracılığıyla edindikleri değerlerdir (Jackson, Life in Classrooms, 1968).
Bu sistemlerde, öğretim programı yalnızca “ne öğretiliyor” değil, aynı zamanda “nasıl ve neden öğretiliyor” sorularına da yanıt verir.
- Özgürlük vurgusu: Öğrencinin kendi öğrenme biçimini seçebilmesi.
- Bireysel farklılıkların önemi: Programlar öğrencinin hızına ve ilgisine göre uyarlanır.
- Toplumsal etki: Eğitim, bireyi demokratik katılıma hazırlayan bir araçtır.
Batı kültüründe erkekler genellikle “curriculum design” süreçlerinde ölçülebilir çıktılara, performans göstergelerine ve yenilikçi stratejilere odaklanırken; kadın eğitimciler “öğrenciyle bağ kurma”, “katılımcı öğrenme ortamı oluşturma” gibi ilişkisel yönleri ön plana çıkarıyor (Kaynak: UNESCO Gender and Education Report, 2023). Bu fark, eğitim anlayışındaki çeşitliliği güçlendiriyor.
---
Doğu Toplumlarında “Öğretim Programı”: Disiplin, Ahlak ve Toplumsal Sorumluluk
Çin, Japonya ve Güney Kore gibi Doğu Asya toplumlarında öğretim programları kültürel olarak Konfüçyüsçü değerlerden beslenir. Bu değerler, bireysel özgürlükten çok toplumsal uyum, disiplin ve sorumluluk duygusunu öne çıkarır.
Japonya’da “Kyōiku Katei” (eğitim süreci) kavramı, bilgi kadar karakter gelişimine de vurgu yapar. Öğrencilere “doğru davranış” öğretmek, en az akademik başarı kadar önemlidir (Takayama, Education and Society in Japan, 2019).
Çin’de ise öğretim programı devlete bağlı bir kültürel görevdir. China Education Yearbook (2022) verilerine göre, öğretim programı yalnızca bilgi aktarımı değil; ulusal kimlik ve sosyalist değerlerin inşası aracıdır.
Bu ülkelerde erkek öğretmenlerin genellikle sistematik başarı ve ölçülebilir ilerlemeye odaklandığı, kadın öğretmenlerin ise ahlaki eğitim ve grup içi dayanışmaya daha fazla vurgu yaptığı görülüyor. Ancak her iki bakış da ortak bir hedefte buluşur: bireyin özünü toplumsal düzen içinde bulması.
---
Türk Eğitim Kültüründe “Öğretim Programı”: Modernleşme ile Gelen Gelenek Arasındaki Denge
Türkiye’de “öğretim programı” kavramı, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren modernleşmenin önemli bir aracıdır. 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu’yla birlikte eğitim birliği sağlanmış, programlar laiklik, bilim ve ulusal kimlik üzerine inşa edilmiştir.
Ancak bu programların içeriği zamanla kültürel, ideolojik ve ekonomik dinamiklere göre değişmiştir.
Bugün Türkiye’de öğretim programları, bir yandan OECD standartlarına ve küresel eğilimlere uyum sağlamaya çalışırken, diğer yandan yerel değerleri koruma çabası içindedir. Bu ikili yapı, eğitimi hem zenginleştirir hem de karmaşıklaştırır.
Kültürel gözlem açısından erkek akademisyenlerin genellikle “veri temelli”, “ölçülebilir çıktı” odaklı bir müfredat anlayışını savundukları; kadın akademisyenlerin ise “öğrenci merkezli”, “duygusal bağ kuran” öğretim modellerini öne çıkardıkları gözlemleniyor (Kaynak: MEB Eğitimde Cinsiyet Rolleri Analizi, 2022).
---
Küresel Eğilimler: Dijitalleşme ve “Global Curriculum” Yaklaşımı
Son yıllarda “global curriculum” kavramı uluslararası eğitim politikalarının merkezine oturdu. Bu anlayış, yerel öğretim programlarını küresel değerlerle harmanlamayı hedefliyor:
- Sürdürülebilir kalkınma hedefleri (UNESCO 2030 vizyonu),
- Kültürel farkındalık ve empati,
- Dijital yeterlilik ve medya okuryazarlığı.
Dijital eğitim platformları artık “öğretim programını” sabit bir metin olmaktan çıkarıyor; sürekli güncellenen, etkileşimli bir süreç haline getiriyor. Bu durum, kültürel olarak öznel değerleri koruma ile küresel uyum sağlama arasındaki dengeyi daha da önemli kılıyor.
---
Benim Gözlemim: Öğretim Programı Bir Metin Değil, Bir Kültürdür
Kendi deneyimlerimden baktığımda, öğretim programının sadece ders planı değil, toplumun kendine nasıl bir gelecek tasarladığının aynası olduğunu görüyorum.
Bir Amerikan üniversitesinde öğrenci merkezli “curriculum”un özgürleştirici yanını gözlemledim; herkesin fikrini söyleyebildiği bir ortam vardı. Ancak aynı zamanda, bu özgürlük duygusunun rekabet baskısıyla nasıl iç içe geçtiğini de fark ettim.
Türkiye’de ise planlı, sistematik öğretim programlarının avantajı; eşit erişim ve bütünlük sağlarken, bireysel esnekliğin zaman zaman sınırlanması oluyor.
Sonuçta “öğretim programı” sadece bir eğitim belgesi değil; toplumun insan anlayışını, değer sistemini ve gelecek tahayyülünü yansıtan kültürel bir metindir.
---
Forum Tartışması: Eğitim Kültürünüz Sizin “Curriculum”unuzu Nasıl Şekillendiriyor?
- Sizce öğretim programı, bireyin özgürlüğünü mü yoksa toplumun düzenini mi yansıtmalı?
- Küresel standartlara uyum sağlamak, yerel kültürel kimliği zayıflatır mı?
- Dijital çağda öğretim programı hâlâ öğretmenin rehberliğine ihtiyaç duyuyor mu, yoksa algoritmalar mı belirliyor?
Bu sorular, yalnızca eğitimi değil; toplumun insanı nasıl şekillendirdiğini de sorgulamak için bir davettir.
---
Sonuç: “Curriculum” Bir Çeviri Değil, Bir Kültürel Ayna
“Öğretim programı İngilizce ne demek?” sorusu yüzeyde dilsel görünse de, derinlerde bir kimlik sorusudur.
Batı için curriculum bir yolculuktur; Doğu için bir düzen.
Türkiye için ise her ikisinin arasında süregelen bir denge arayışıdır.
Erkeklerin bireysel başarıyı, kadınların toplumsal ilişkiyi ön plana çıkardığı yaklaşımlar, eğitim sisteminin hem rasyonel hem insani yönünü güçlendirir. En nihayetinde, her kültür kendi “öğretim programını” sadece dersler aracılığıyla değil, insan yetiştirme biçimiyle yazar.
---
Kaynaklar:
1. Jackson, Life in Classrooms, 1968.
2. UNESCO, Gender and Education Report, 2023.
3. Takayama, Education and Society in Japan, 2019.
4. China Education Yearbook, 2022.
5. MEB, Eğitimde Cinsiyet Rolleri Analizi, 2022.
6. UNESCO, Global Education 2030 Framework, 2023.
7. OECD, Future of Education and Skills Report, 2024.
Geçenlerde bir arkadaşım “Öğretim programı İngilizce ne demek?” diye sorduğunda, ilk bakışta cevabın basit olduğunu düşündüm: curriculum. Ancak konuşma ilerledikçe fark ettik ki, bu kelimenin anlamı yalnızca bir çeviri meselesi değil; kültür, değerler ve eğitim anlayışıyla derinlemesine bağlantılıydı. Çünkü “öğretim programı” her toplumda aynı şey değildir — kimine göre bir plan, kimine göre bir vizyon, kimine göre ise bir ideolojik araçtır. Bu forum başlığında, “curriculum” kavramının farklı kültürlerdeki anlam katmanlarını, eğitim felsefeleriyle olan bağını ve bireysel-toplumsal yansımalarını tartışmak istiyorum.
---
“Curriculum”un Kelime ve Kavram Olarak Kökleri
“Curriculum” kelimesi Latince currere (koşmak, ilerlemek) fiilinden gelir. Yani kelimenin özünde “bir öğrenme yolculuğu” anlamı vardır. Türkçedeki “öğretim programı” ifadesi ise daha teknik ve planlı bir yapıyı çağrıştırır. Aradaki fark şudur:
- İngilizce “curriculum” öğrenme sürecini bir seyahat gibi görür.
- Türkçe “öğretim programı” ise öğretme sürecini bir düzen olarak tanımlar.
Bu küçük dil farkı bile, kültürlerin eğitime nasıl yaklaştığını gösterir. Batı eğitim sisteminde öğrencinin bireysel yolculuğu vurgulanırken, Türkiye gibi daha merkeziyetçi sistemlerde öğrenme, planlanmış bir yapı olarak görülür.
---
Batı Kültürlerinde “Curriculum”: Esneklik ve Bireysel Gelişim Odaklı Bir Yaklaşım
ABD ve İngiltere gibi ülkelerde “curriculum” kavramı, yalnızca ders içeriklerini değil; öğretme yöntemlerini, değerleri ve toplumsal becerileri de kapsar. Örneğin ABD’de “hidden curriculum” (gizli müfredat) kavramı sıkça tartışılır — bu, öğrencilerin sınıf ortamında resmi olarak öğretilmeyen ama davranış, rekabet ve kültür aracılığıyla edindikleri değerlerdir (Jackson, Life in Classrooms, 1968).
Bu sistemlerde, öğretim programı yalnızca “ne öğretiliyor” değil, aynı zamanda “nasıl ve neden öğretiliyor” sorularına da yanıt verir.
- Özgürlük vurgusu: Öğrencinin kendi öğrenme biçimini seçebilmesi.
- Bireysel farklılıkların önemi: Programlar öğrencinin hızına ve ilgisine göre uyarlanır.
- Toplumsal etki: Eğitim, bireyi demokratik katılıma hazırlayan bir araçtır.
Batı kültüründe erkekler genellikle “curriculum design” süreçlerinde ölçülebilir çıktılara, performans göstergelerine ve yenilikçi stratejilere odaklanırken; kadın eğitimciler “öğrenciyle bağ kurma”, “katılımcı öğrenme ortamı oluşturma” gibi ilişkisel yönleri ön plana çıkarıyor (Kaynak: UNESCO Gender and Education Report, 2023). Bu fark, eğitim anlayışındaki çeşitliliği güçlendiriyor.
---
Doğu Toplumlarında “Öğretim Programı”: Disiplin, Ahlak ve Toplumsal Sorumluluk
Çin, Japonya ve Güney Kore gibi Doğu Asya toplumlarında öğretim programları kültürel olarak Konfüçyüsçü değerlerden beslenir. Bu değerler, bireysel özgürlükten çok toplumsal uyum, disiplin ve sorumluluk duygusunu öne çıkarır.
Japonya’da “Kyōiku Katei” (eğitim süreci) kavramı, bilgi kadar karakter gelişimine de vurgu yapar. Öğrencilere “doğru davranış” öğretmek, en az akademik başarı kadar önemlidir (Takayama, Education and Society in Japan, 2019).
Çin’de ise öğretim programı devlete bağlı bir kültürel görevdir. China Education Yearbook (2022) verilerine göre, öğretim programı yalnızca bilgi aktarımı değil; ulusal kimlik ve sosyalist değerlerin inşası aracıdır.
Bu ülkelerde erkek öğretmenlerin genellikle sistematik başarı ve ölçülebilir ilerlemeye odaklandığı, kadın öğretmenlerin ise ahlaki eğitim ve grup içi dayanışmaya daha fazla vurgu yaptığı görülüyor. Ancak her iki bakış da ortak bir hedefte buluşur: bireyin özünü toplumsal düzen içinde bulması.
---
Türk Eğitim Kültüründe “Öğretim Programı”: Modernleşme ile Gelen Gelenek Arasındaki Denge
Türkiye’de “öğretim programı” kavramı, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren modernleşmenin önemli bir aracıdır. 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu’yla birlikte eğitim birliği sağlanmış, programlar laiklik, bilim ve ulusal kimlik üzerine inşa edilmiştir.
Ancak bu programların içeriği zamanla kültürel, ideolojik ve ekonomik dinamiklere göre değişmiştir.
Bugün Türkiye’de öğretim programları, bir yandan OECD standartlarına ve küresel eğilimlere uyum sağlamaya çalışırken, diğer yandan yerel değerleri koruma çabası içindedir. Bu ikili yapı, eğitimi hem zenginleştirir hem de karmaşıklaştırır.
Kültürel gözlem açısından erkek akademisyenlerin genellikle “veri temelli”, “ölçülebilir çıktı” odaklı bir müfredat anlayışını savundukları; kadın akademisyenlerin ise “öğrenci merkezli”, “duygusal bağ kuran” öğretim modellerini öne çıkardıkları gözlemleniyor (Kaynak: MEB Eğitimde Cinsiyet Rolleri Analizi, 2022).
---
Küresel Eğilimler: Dijitalleşme ve “Global Curriculum” Yaklaşımı
Son yıllarda “global curriculum” kavramı uluslararası eğitim politikalarının merkezine oturdu. Bu anlayış, yerel öğretim programlarını küresel değerlerle harmanlamayı hedefliyor:
- Sürdürülebilir kalkınma hedefleri (UNESCO 2030 vizyonu),
- Kültürel farkındalık ve empati,
- Dijital yeterlilik ve medya okuryazarlığı.
Dijital eğitim platformları artık “öğretim programını” sabit bir metin olmaktan çıkarıyor; sürekli güncellenen, etkileşimli bir süreç haline getiriyor. Bu durum, kültürel olarak öznel değerleri koruma ile küresel uyum sağlama arasındaki dengeyi daha da önemli kılıyor.
---
Benim Gözlemim: Öğretim Programı Bir Metin Değil, Bir Kültürdür
Kendi deneyimlerimden baktığımda, öğretim programının sadece ders planı değil, toplumun kendine nasıl bir gelecek tasarladığının aynası olduğunu görüyorum.
Bir Amerikan üniversitesinde öğrenci merkezli “curriculum”un özgürleştirici yanını gözlemledim; herkesin fikrini söyleyebildiği bir ortam vardı. Ancak aynı zamanda, bu özgürlük duygusunun rekabet baskısıyla nasıl iç içe geçtiğini de fark ettim.
Türkiye’de ise planlı, sistematik öğretim programlarının avantajı; eşit erişim ve bütünlük sağlarken, bireysel esnekliğin zaman zaman sınırlanması oluyor.
Sonuçta “öğretim programı” sadece bir eğitim belgesi değil; toplumun insan anlayışını, değer sistemini ve gelecek tahayyülünü yansıtan kültürel bir metindir.
---
Forum Tartışması: Eğitim Kültürünüz Sizin “Curriculum”unuzu Nasıl Şekillendiriyor?
- Sizce öğretim programı, bireyin özgürlüğünü mü yoksa toplumun düzenini mi yansıtmalı?
- Küresel standartlara uyum sağlamak, yerel kültürel kimliği zayıflatır mı?
- Dijital çağda öğretim programı hâlâ öğretmenin rehberliğine ihtiyaç duyuyor mu, yoksa algoritmalar mı belirliyor?
Bu sorular, yalnızca eğitimi değil; toplumun insanı nasıl şekillendirdiğini de sorgulamak için bir davettir.
---
Sonuç: “Curriculum” Bir Çeviri Değil, Bir Kültürel Ayna
“Öğretim programı İngilizce ne demek?” sorusu yüzeyde dilsel görünse de, derinlerde bir kimlik sorusudur.
Batı için curriculum bir yolculuktur; Doğu için bir düzen.
Türkiye için ise her ikisinin arasında süregelen bir denge arayışıdır.
Erkeklerin bireysel başarıyı, kadınların toplumsal ilişkiyi ön plana çıkardığı yaklaşımlar, eğitim sisteminin hem rasyonel hem insani yönünü güçlendirir. En nihayetinde, her kültür kendi “öğretim programını” sadece dersler aracılığıyla değil, insan yetiştirme biçimiyle yazar.
---
Kaynaklar:
1. Jackson, Life in Classrooms, 1968.
2. UNESCO, Gender and Education Report, 2023.
3. Takayama, Education and Society in Japan, 2019.
4. China Education Yearbook, 2022.
5. MEB, Eğitimde Cinsiyet Rolleri Analizi, 2022.
6. UNESCO, Global Education 2030 Framework, 2023.
7. OECD, Future of Education and Skills Report, 2024.