ahmetbeyler
New member
Koşup koşup bir yere varamadığımız, sanki vakit akmıyormuş üzere hissettiğimiz rüyalar silsilesiyle irkilerek uyanıp aslında o kadar da uzun müddet geçmediğini fark ederiz. Düşlerin gizemi hala tam olarak keşfedilebilmiş değil. Lakin kim ne derse desin, düşler şahsa özel zihin yansımalarıdır.
Bilim insanları geçmiş periyotlarda olduğu gibi günümüzde de düşler üzerine çeşitli araştırmalar yapmaya devam ediyorlar. Pekala niye düşlerimizde gördüklerimiz, uyanık olduğumuz vakit içinderda yaşadıklarımıza kıyasla ağır çekimde ilerliyor?
Rüyalarımızı derin uyku evresinde görüyoruz.
Bildiğimiz üzere sıklıkla rüyalarımızı REM (hızlı göz hareketleri) diye isimlendirilen bir evrede görüyoruz. her insanın düş müddetleri hakkında bir fikri var ancak hayallerin uzunluğu içeriğine bakılırsa değişebiliyor. Bilim insanları bilhassa de gerçek hayatta efor sarf edilmesi gereken işlerin ya da hareketlerin görüldüğü hayallerin daha epey vakit aldığını söylüyorlar.
sıradan bir şey yaptığınız biçimde bitmek bilmeyen o düşlerinizden birini anımsamaya çalışırsanız bu fikir mana kazanacak.
Rüya deyince hepimizin aklına Inception sineması geliyor.
Inception sinemasında, rüyalarda geçirilen 1 saatin, gerçek hayattaki 5 dakikaya denk geldiğini görmüştük. Aslında uyuduğumuzda ve hayal görürken vakit doğal ki yavaşlamıyor ama rüyalar bizim için ağır çekimde ilerliyor.
Bir bakıma rüyalarda vakit kavramı çarpıklaşıyor. Bilim insanları çeşitli araştırmalar kararında bunun bir fazlaca niçini olabileceğini fakat net bir yanıtın olmadığını söylüyorlar.
Aslında hayaller düşündüğümüz kadar kısa sürmüyor.
Mutlaka internet ortamında ve biroldukça yerde düşlerin birkaç saniye sürdüğü bilgisine rastlamışsınızdır lakin bu tam olarak hakikat bir bilgi değil. ABD Ulusal Uyku Vakfı’nın datalarına bakılırsa; rüyalarımızın bir kısmı birkaç dakika bir kısmı da 30 dakika veya daha uzun olmak üzere toplamda iki saat kadar sürebiliyor.
Bir gece boyunca 6’ya yakın hayal görüyoruz. Duşun müddetini tam olarak saptamak için, hangi duşun ne vakit başlayıp ve bittiğini net olarak bilmek gerekiyor.
normal olarak düşlerin müddetini ölçmek pek güç bir süreç.
2014 yılında Frontiers in Psychology’de, hayallerimizde vakti, gerçek hayatta olduğundan daha farklı algıladığımız kararına vardıkları bir araştırma yayınladı. Bu araştırmalar, berrak rüyacıların fizikî ve mental efor sarf ettikleri rüyaların gözlemlendiği çalışmalardan oluşuyor.
Araştırmalar, olağan hayal bakılırsanlerle değil rüyasını denetim edebilen berrak rüyacılarla gerçekleştiriliyor. ‘Berrak hayal’ aslında, ‘lucid dream’ kavramı için lisanımızda kullanılan bir söz. ‘Lucid dreamer’ yani ‘berrak rüyacı’ kişilerle, düşlerin başlangıç ve bitiş mühletini gözlemlemek daha kolay.
Bilim insanları, düşlerini denetim edebilen şahıslarla mental ve fizikî aktivitelerden oluşan birtakım deneyler gerçekleştiriyor.
Araştırmalara katılan her berrak rüyacının, düşlerinde birtakım aktiviteleri gerçekleştirmesi; aktivitelerin başlama ve bitiş vakit içinderını gözlemcilere aktarması isteniyor. Araştırmalarda 10, 20, 30 adım yürüme; 10’a, 20’ye, 30’a kadar sayma, atlama ve yuvarlanma üzere aktiviteler yer alıyor.
Araştırmalar kararında; rüyalarda yapılması istenen aktivitelerin, gorevin ne olduğundan bağımsız bir biçimde, duştayken gerçekte olduğundan daha uzun müddette tamamlandığı kararına ulaşılıyor.
Bu sonuçlara bakılırsa birkaç farklı görüş bulunuyor.
Rüyadaki bir hareketi gerçekleştirmenin, gerçek hayatta olduğundan daha uzun sürmesinin sebeplerinden biri; düşleri gördüğümüz sırada bedenimizdeki kas hareketlerinin sonlu olmasıyla ilişkili. Hayalimizde bir ayakkabıyı giymeye çalıştığımızı ya da bir yerden kaçmak için büyük efor harcadığımızı bakılırsabiliriz.
Ancak gerekli olan fizikî hareketi sağlamak içinkaslarımızı ve uzuvlarımızı gerçekte olduğu kadar kolay hareket ettiremeyiz. Bu durum, hayalde yaşananların vücudumuza ziyan vermemesi ismine uyguladığı bir güvenlik ögesi.
Rüyalarımızın yavaş ilerlemesi yetmezmiş üzere bir de oldukça daha aşina olduğumuz; rüyadayken koşamamak, bağıramamak üzere bunaltıcı tecrübeler yaşayabiliyoruz. Bu durumun bilimsel sebeplerini detaylıca anlattığımız bir öbür içeriğimizi de buradan okuyabilirsiniz.
Sonuç olarak; duştayken zihnimizin, her hareketimizin gerçekleştiğini algılaması ve rüyayı işlemesi daha uzun sürüyor. Buna ek olarak, uykudayken beynimizdeki farklı düzeylerde dalganlamalar da hayallerin müddetiyle ilgili olabilecek faktörler içinde bulunuyor.
Bilim insanları geçmiş periyotlarda olduğu gibi günümüzde de düşler üzerine çeşitli araştırmalar yapmaya devam ediyorlar. Pekala niye düşlerimizde gördüklerimiz, uyanık olduğumuz vakit içinderda yaşadıklarımıza kıyasla ağır çekimde ilerliyor?
Rüyalarımızı derin uyku evresinde görüyoruz.
Bildiğimiz üzere sıklıkla rüyalarımızı REM (hızlı göz hareketleri) diye isimlendirilen bir evrede görüyoruz. her insanın düş müddetleri hakkında bir fikri var ancak hayallerin uzunluğu içeriğine bakılırsa değişebiliyor. Bilim insanları bilhassa de gerçek hayatta efor sarf edilmesi gereken işlerin ya da hareketlerin görüldüğü hayallerin daha epey vakit aldığını söylüyorlar.
sıradan bir şey yaptığınız biçimde bitmek bilmeyen o düşlerinizden birini anımsamaya çalışırsanız bu fikir mana kazanacak.
Rüya deyince hepimizin aklına Inception sineması geliyor.
Inception sinemasında, rüyalarda geçirilen 1 saatin, gerçek hayattaki 5 dakikaya denk geldiğini görmüştük. Aslında uyuduğumuzda ve hayal görürken vakit doğal ki yavaşlamıyor ama rüyalar bizim için ağır çekimde ilerliyor.
Bir bakıma rüyalarda vakit kavramı çarpıklaşıyor. Bilim insanları çeşitli araştırmalar kararında bunun bir fazlaca niçini olabileceğini fakat net bir yanıtın olmadığını söylüyorlar.
Aslında hayaller düşündüğümüz kadar kısa sürmüyor.
Mutlaka internet ortamında ve biroldukça yerde düşlerin birkaç saniye sürdüğü bilgisine rastlamışsınızdır lakin bu tam olarak hakikat bir bilgi değil. ABD Ulusal Uyku Vakfı’nın datalarına bakılırsa; rüyalarımızın bir kısmı birkaç dakika bir kısmı da 30 dakika veya daha uzun olmak üzere toplamda iki saat kadar sürebiliyor.
Bir gece boyunca 6’ya yakın hayal görüyoruz. Duşun müddetini tam olarak saptamak için, hangi duşun ne vakit başlayıp ve bittiğini net olarak bilmek gerekiyor.
normal olarak düşlerin müddetini ölçmek pek güç bir süreç.
2014 yılında Frontiers in Psychology’de, hayallerimizde vakti, gerçek hayatta olduğundan daha farklı algıladığımız kararına vardıkları bir araştırma yayınladı. Bu araştırmalar, berrak rüyacıların fizikî ve mental efor sarf ettikleri rüyaların gözlemlendiği çalışmalardan oluşuyor.
Araştırmalar, olağan hayal bakılırsanlerle değil rüyasını denetim edebilen berrak rüyacılarla gerçekleştiriliyor. ‘Berrak hayal’ aslında, ‘lucid dream’ kavramı için lisanımızda kullanılan bir söz. ‘Lucid dreamer’ yani ‘berrak rüyacı’ kişilerle, düşlerin başlangıç ve bitiş mühletini gözlemlemek daha kolay.
Bilim insanları, düşlerini denetim edebilen şahıslarla mental ve fizikî aktivitelerden oluşan birtakım deneyler gerçekleştiriyor.
Araştırmalara katılan her berrak rüyacının, düşlerinde birtakım aktiviteleri gerçekleştirmesi; aktivitelerin başlama ve bitiş vakit içinderını gözlemcilere aktarması isteniyor. Araştırmalarda 10, 20, 30 adım yürüme; 10’a, 20’ye, 30’a kadar sayma, atlama ve yuvarlanma üzere aktiviteler yer alıyor.
Araştırmalar kararında; rüyalarda yapılması istenen aktivitelerin, gorevin ne olduğundan bağımsız bir biçimde, duştayken gerçekte olduğundan daha uzun müddette tamamlandığı kararına ulaşılıyor.
Bu sonuçlara bakılırsa birkaç farklı görüş bulunuyor.
Rüyadaki bir hareketi gerçekleştirmenin, gerçek hayatta olduğundan daha uzun sürmesinin sebeplerinden biri; düşleri gördüğümüz sırada bedenimizdeki kas hareketlerinin sonlu olmasıyla ilişkili. Hayalimizde bir ayakkabıyı giymeye çalıştığımızı ya da bir yerden kaçmak için büyük efor harcadığımızı bakılırsabiliriz.
Ancak gerekli olan fizikî hareketi sağlamak içinkaslarımızı ve uzuvlarımızı gerçekte olduğu kadar kolay hareket ettiremeyiz. Bu durum, hayalde yaşananların vücudumuza ziyan vermemesi ismine uyguladığı bir güvenlik ögesi.
Rüyalarımızın yavaş ilerlemesi yetmezmiş üzere bir de oldukça daha aşina olduğumuz; rüyadayken koşamamak, bağıramamak üzere bunaltıcı tecrübeler yaşayabiliyoruz. Bu durumun bilimsel sebeplerini detaylıca anlattığımız bir öbür içeriğimizi de buradan okuyabilirsiniz.
Sonuç olarak; duştayken zihnimizin, her hareketimizin gerçekleştiğini algılaması ve rüyayı işlemesi daha uzun sürüyor. Buna ek olarak, uykudayken beynimizdeki farklı düzeylerde dalganlamalar da hayallerin müddetiyle ilgili olabilecek faktörler içinde bulunuyor.
- Kaynak: Frontiers in Psychology, Bustle