ahmetbeyler
New member
Denisova ismi verilen cins, çağdaş insan olan Homo Sapiens’in yakın akrabası olarak nitelendiriliyor. Binlerce yıl evvel çoklukla Sibirya’da yaşayan bu cinsler, insanoğlunun evrimi hakkında bilim beşerlerine kıymetli bilgiler sağlayarak tarihe ışık tutuyor. Yayımlanan yeni bir araştırma da bu çeşitteki insanların gezegenimizde neler yaptığı ve çeşidimizi nasıl etkilediği ile ilgili yeni ayrıntıları ortaya çıkarıyor.
Trends in Ecology&Evolution’da yayımlanan çalışma, Denisova insanlarının dünyanın en yüksek ve en geniş platosu olan ‘Tibet Platosu’na çağdaş insanlardan fazlaca daha uzun vakit evvel mesken sahipliği yapmış olabileceğini ortaya çıkardı.
Denisovalılar, Homo Sapiens’tilk evvel Tibet Platosu’na yerleşmiş olabilir
Himalaya Platosu olarak da isimlendirilen Tibet Platosu, deniz düzeyinden ortalama 4.000 metre yükseklikte yer alıyor ve bu sebeple ‘dünyanın çatısı’ olarak da nitelendiriliyor. Moğolistan, Çin ve Rusya’da yer alan bu bölge, Homo Sapiens’in kalıcı olarak yerleştiği son yerlerden biri olarak kabul ediliyordu. Daha evvelki araştırmalar bu platonun öteki beşerler tarafınca yerleşim yeri olarak kullanıldığını gösterse de bu durumun ne vakit ve hangi tipler tarafınca gerçekleştirildiği bilinmiyordu.
Yayımlanan yeni araştırma da bu mevzuyla ilgili yeni fikirler ortaya attı. Araştırmacılar, hem arkeolojik birebir vakitte genetik delilleri birleştirerek dünyanın en yüksek ve en geniş platosuna insanların ne vakit yerleştiğini bulmaya çalıştı. Oluşturulan modellerin incelenmesi kararında da insan cetlerinin bölgede varsayım edilenden daha uzun vakit evvel hayatış olabileceği ortaya çıktı.
Çağdaş beşerler, Denisova insanları yardımıyla oksijen eksikliğine adapte olmuş olabilir
Buna ek olarak mevcut ispatların, Homo Sapiens’in platoda 30.000 ila 40.000 yıl evvel kalıcı bir yerleşim yeri olarak kullanılabileceğini gösterdiğini belirtmek gerek. Uzmanlara bakılırsa yapılan DNA tahlilleri, Doğu Asya’da bulunan Denisovalılar ile çağdaş beşerler içinde gerçekleşen bir ‘melezleme’ olayı, insanların bu düşük oksijenli ortama yerleşmesine vesile olmuş olabilir.
Araştırmacılardan Nicolas Zwyns de bu durumla ilgili, “Denisovalıların yüksek irtifaya adapte olup olmadıklarını tam olarak bilemiyoruz; fakat birtakım genlerin bize aktarılması, binlerce yıl daha sonra tıbbımızın hipoksiye (oksijen eksikliği) ahenk sağlamasına niye olmuş olabilir” sözlerini kullandı.
Bilim beşerlerine nazaran arkeolojik deliller, Denisovalıların Tibet Platosu’nda yaklaşık olarak 160.000 yıl evvel yaşadığını ortaya çıkardı. Fakat bu insan cinslerinin uzun yıllar boyunca platoyu bir ‘yerleşim yeri’ olarak kullanıp kullanmadıkları bilinmiyor. Yani bölgenin Denisova insanları tarafınca birtakım bazı ziyaret ediliyor olma ihtimali de mevcut.
özetlemek gerekirse araştırma, Tibet Platosu’nda bulunan Denisovalılar ve Homo Sapien içinde gerçekleşen ‘melezleme’ ihtimalinin, çağdaş insanların oksijen eksikliğine dayanmasını sağlamada ve bu bölgede ömür kurmasına değerli bir tesiri olabileceğini gösteriyor. bir daha de mevzu hakkındaki araştırmaların şu an yetersiz olduğu, kesin bilgilere ulaşılamadığı ve hipotezlerin doğrulanamadığı uzmanlar tarafınca vurgulanıyor.
Trends in Ecology&Evolution’da yayımlanan çalışma, Denisova insanlarının dünyanın en yüksek ve en geniş platosu olan ‘Tibet Platosu’na çağdaş insanlardan fazlaca daha uzun vakit evvel mesken sahipliği yapmış olabileceğini ortaya çıkardı.
Denisovalılar, Homo Sapiens’tilk evvel Tibet Platosu’na yerleşmiş olabilir
Himalaya Platosu olarak da isimlendirilen Tibet Platosu, deniz düzeyinden ortalama 4.000 metre yükseklikte yer alıyor ve bu sebeple ‘dünyanın çatısı’ olarak da nitelendiriliyor. Moğolistan, Çin ve Rusya’da yer alan bu bölge, Homo Sapiens’in kalıcı olarak yerleştiği son yerlerden biri olarak kabul ediliyordu. Daha evvelki araştırmalar bu platonun öteki beşerler tarafınca yerleşim yeri olarak kullanıldığını gösterse de bu durumun ne vakit ve hangi tipler tarafınca gerçekleştirildiği bilinmiyordu.
Yayımlanan yeni araştırma da bu mevzuyla ilgili yeni fikirler ortaya attı. Araştırmacılar, hem arkeolojik birebir vakitte genetik delilleri birleştirerek dünyanın en yüksek ve en geniş platosuna insanların ne vakit yerleştiğini bulmaya çalıştı. Oluşturulan modellerin incelenmesi kararında da insan cetlerinin bölgede varsayım edilenden daha uzun vakit evvel hayatış olabileceği ortaya çıktı.
Çağdaş beşerler, Denisova insanları yardımıyla oksijen eksikliğine adapte olmuş olabilir
Buna ek olarak mevcut ispatların, Homo Sapiens’in platoda 30.000 ila 40.000 yıl evvel kalıcı bir yerleşim yeri olarak kullanılabileceğini gösterdiğini belirtmek gerek. Uzmanlara bakılırsa yapılan DNA tahlilleri, Doğu Asya’da bulunan Denisovalılar ile çağdaş beşerler içinde gerçekleşen bir ‘melezleme’ olayı, insanların bu düşük oksijenli ortama yerleşmesine vesile olmuş olabilir.
Araştırmacılardan Nicolas Zwyns de bu durumla ilgili, “Denisovalıların yüksek irtifaya adapte olup olmadıklarını tam olarak bilemiyoruz; fakat birtakım genlerin bize aktarılması, binlerce yıl daha sonra tıbbımızın hipoksiye (oksijen eksikliği) ahenk sağlamasına niye olmuş olabilir” sözlerini kullandı.
Bilim beşerlerine nazaran arkeolojik deliller, Denisovalıların Tibet Platosu’nda yaklaşık olarak 160.000 yıl evvel yaşadığını ortaya çıkardı. Fakat bu insan cinslerinin uzun yıllar boyunca platoyu bir ‘yerleşim yeri’ olarak kullanıp kullanmadıkları bilinmiyor. Yani bölgenin Denisova insanları tarafınca birtakım bazı ziyaret ediliyor olma ihtimali de mevcut.
özetlemek gerekirse araştırma, Tibet Platosu’nda bulunan Denisovalılar ve Homo Sapien içinde gerçekleşen ‘melezleme’ ihtimalinin, çağdaş insanların oksijen eksikliğine dayanmasını sağlamada ve bu bölgede ömür kurmasına değerli bir tesiri olabileceğini gösteriyor. bir daha de mevzu hakkındaki araştırmaların şu an yetersiz olduğu, kesin bilgilere ulaşılamadığı ve hipotezlerin doğrulanamadığı uzmanlar tarafınca vurgulanıyor.