ahmetbeyler
New member
COVID-19’un en sık rastlanan semptomlarından biri hastalık sırasında koku kaybı yaşanmasıydı. kolay bir grip ya da nezlede yaşanandan daha ağır ve farklı olan bu koku kaybı, kimi olaylarda aylar geçmiş bulunmasına karşın düzelmedi.
Şu anda bir epey insan COVI-19 daha sonrası kalıcı koku kaybı sorunu ile karşı karşıya. Bir hastalık geçirip bir anda koku duyunuzu yititrdiğinizi hayal edin… her neyse ki yürütülen araştırmalar bu sıkıntıya neyin sebep olduğuna yanıt verebilecek noktaya geldi.
Vücudumuz ‘savaşırken’ yenilmiş
Aralarında COVID-19 daha sonrası kalıcı koku kaybı yaşayan 9 kişinin de bulunduğu 24 farklı kişi ile gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları, Science Translational Medicine mecmuasında yayınlandı. Araştırmaya katılan bireylerden, koku epiteli örnekleri alındı. İncelenen dokular, bedenimizin koku kaybını bir nevi ‘savaşırken’ kaybettiğini ortaya koydu.
Burundan alınan koku epitali örneklerinde, bedenin enfeksiyon ile çaba etmesinde aktif rol oynayan T hücrelerinden ağır miktarlarda tespit edildi. Fakat T hücrelerinin varlığı, bölgede koku epitali hücrelerine ziyan veriyor. O denli ki araştırmacılar, SARS-CoV-2’nin tespit edilmediği dokularda bile iltihaplanma sürecinin hala devam ettiğini gözlemlemiş.
Koku alma duyularını kaybetmiş olan iştirakçilerden alınan dokularda koku duyusu nöronlarının sayısı daha düşükken, araştırmacılar birtakım nöronların T hücresi bombardımanından daha sonra bile kendilerini düzgünleştirmeye devam edebildiğini de gözlemledi. Araştırma grubuna bakılırsa bu olumlu bir müşahede.
Koku kaybı aylarca, hatta senelerca geri gelmeyebilir lakin tedavi umudu da var
Araştırma ekibinden nörobiyolog Bradley Goldstein araştırmaya yönelik maksatlarını “Bu insanların SARS-CoV-2 ile enfekte olduktan daha sonra niçin aylarca, senelerca kalıcı koku kaybı yaşamaya devam edeceğini daha güzel anlamamız gerekiyor” kelamlarıyla söz ederken, elde edilen dataların bu durumla karşı karşıya kalan beşerler için tedavi umudu da ortaya çıkardığını vurguluyor.
Goldstein bu hususta da “Bu hastaların burnundaki olağandışı bağışıklık reaksiyonunu yahut tamir süreçlerini modüle etmenin, koku alma duyusunu en azından kısmen geri kazanmaya yardımcı olabileceğini umuyoruz” diyor. Yani kalıcı ve duyuyu büsbütün geri getirecek bir tahlilin varlığından bahsetmek için çabucak hemen erken…
Araştırma grubu bununla birlikte ‘uzun COVID’ olarak isimlendirilen ve aşırı yorgunluk, nefes darlığı ve konsantre olmayı zorlaştıran “beyin sisi” üzere semptomlara niye olan durumun gerisinde da benzeri sebeple olabileceğini söz ediyor. Bu mevzuda da araştırmalar yapılarak, bahsin daha fazla aydınlatılması gerekiyor…
Şu anda bir epey insan COVI-19 daha sonrası kalıcı koku kaybı sorunu ile karşı karşıya. Bir hastalık geçirip bir anda koku duyunuzu yititrdiğinizi hayal edin… her neyse ki yürütülen araştırmalar bu sıkıntıya neyin sebep olduğuna yanıt verebilecek noktaya geldi.
Vücudumuz ‘savaşırken’ yenilmiş
Aralarında COVID-19 daha sonrası kalıcı koku kaybı yaşayan 9 kişinin de bulunduğu 24 farklı kişi ile gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları, Science Translational Medicine mecmuasında yayınlandı. Araştırmaya katılan bireylerden, koku epiteli örnekleri alındı. İncelenen dokular, bedenimizin koku kaybını bir nevi ‘savaşırken’ kaybettiğini ortaya koydu.
Burundan alınan koku epitali örneklerinde, bedenin enfeksiyon ile çaba etmesinde aktif rol oynayan T hücrelerinden ağır miktarlarda tespit edildi. Fakat T hücrelerinin varlığı, bölgede koku epitali hücrelerine ziyan veriyor. O denli ki araştırmacılar, SARS-CoV-2’nin tespit edilmediği dokularda bile iltihaplanma sürecinin hala devam ettiğini gözlemlemiş.
Koku alma duyularını kaybetmiş olan iştirakçilerden alınan dokularda koku duyusu nöronlarının sayısı daha düşükken, araştırmacılar birtakım nöronların T hücresi bombardımanından daha sonra bile kendilerini düzgünleştirmeye devam edebildiğini de gözlemledi. Araştırma grubuna bakılırsa bu olumlu bir müşahede.
Koku kaybı aylarca, hatta senelerca geri gelmeyebilir lakin tedavi umudu da var
Araştırma ekibinden nörobiyolog Bradley Goldstein araştırmaya yönelik maksatlarını “Bu insanların SARS-CoV-2 ile enfekte olduktan daha sonra niçin aylarca, senelerca kalıcı koku kaybı yaşamaya devam edeceğini daha güzel anlamamız gerekiyor” kelamlarıyla söz ederken, elde edilen dataların bu durumla karşı karşıya kalan beşerler için tedavi umudu da ortaya çıkardığını vurguluyor.
Goldstein bu hususta da “Bu hastaların burnundaki olağandışı bağışıklık reaksiyonunu yahut tamir süreçlerini modüle etmenin, koku alma duyusunu en azından kısmen geri kazanmaya yardımcı olabileceğini umuyoruz” diyor. Yani kalıcı ve duyuyu büsbütün geri getirecek bir tahlilin varlığından bahsetmek için çabucak hemen erken…
Araştırma grubu bununla birlikte ‘uzun COVID’ olarak isimlendirilen ve aşırı yorgunluk, nefes darlığı ve konsantre olmayı zorlaştıran “beyin sisi” üzere semptomlara niye olan durumun gerisinde da benzeri sebeple olabileceğini söz ediyor. Bu mevzuda da araştırmalar yapılarak, bahsin daha fazla aydınlatılması gerekiyor…