ahmetbeyler
New member
Kişi kendi isteğiyle cinsel alaka yaşadıktan daha sonra melankoli, hayal kırıklığı, hüzün, pişmanlık, suçluluk, boşluk, uyuşukluk, utanç veya üzüntü üzere hislere kapılıyorsa niçini post-coital disfori olabilir. esasen bu sorun, yalnızca seksten daha sonra değil, kimi vakit mastürbasyondan daha sonra bile görülebilir. Ayrıyeten birçok kişi hayatının bir periyodunda, bir defa de olsa bu sorunu deneyimleyebiliyor.
Hatta bu durumda depresyon, anksiyete, ağlama krizleri, saldırganlık, panik atak ve öfke üzere durumlar bile görülebiliyor. Bunu yaşayan kimi şahıslarda, cinsel beraberlikten alınan zevk duygusu, o an içerisinde gerçekleşmeyip beraberlik bittikten daha sonra gerçekleşebiliyor. bu biçimde gelin bu karmaşık üzere gelen meselenin sebeplerine birlikte bakalım.
Uzmanlar bu durumun sebebinin, kişinin evvelinde bir travma, taciz yahut depresyon hikayesi yaşamasından kaynaklanabileceğini söylüyor.
Bilim beşerlerine gore birey, çocukluğunda yahut gençliğinde psikolojik, kelamlı ve fizikî olarak istismara uğramışsa bu, post-coital disfori yaşaması için bir risk faktörü olabilir. Keza çocukluk çağında anksiyete ile çaba eden birinin, anksiyetenin getirdiği ağır kaygıyı ve tasayı üzerinden atamamış olabilme ihtimalinden dolayı, cinsellikten daha sonra memnuniyetsizlik duyabileceği düşünülüyor. Zira kişi farkında olmasa da alaka esnasında, ortasında bulunduğu bu psikolojilen dolayı gerilimli olabiliyor.
Özellikle geçmiş cinsel tecrübelerin olumsuz olması da kişinin bu durumu yaşamasını sağlayabiliyor. örneğin bayanlarda görülen doğum daha sonrası depresyon, onların hormonlarını etkilediği (östrojen düzeyindeki değişiklikler depresyonu meydana getirebiliyor) için bu vakitte cinsellik yaşamaları, bağlantıdan daha sonra depresif hissetmelerine yol açabiliyor. Uzmanlar bu vakitte olan bayanların, cinsel beraberlik daha sonrası yaşanan olumsuz hisleri daha fazla deneyimleyebilme ihtimalleri olduğunu söylüyor.
Bu hormon konusuna ayrıntılı baktığımızda; seksin, oksitosin (cinsel manada uyarıcı bir hormon/hipofiz bezinin ardında bulunan kan sirkülasyonunun düzenlenmesini sağlayan hormon) ve dopamin (kişiye zevk üzere motive edici hisler sağlar) üzere hormonları aktive eden bir aksiyon olduğunu görürüz.
Orgazm olmak da prolaktin (süt hormonu/kadınlarda fazla salgılandığında vajinal kuruluk, cinsel isteksizlik, ağrılı cinsel ilişki/erkeklerde fazla olduğunda cinsel isteksizlik, ereksiyon problemleri, kısırlık üzere durumlar yaratabiliyor) gibi hormonların salınımını tetikleyebiliyor.
Bu hormonların cinsel tecrübe sırasında, bir anda yükselip bir anda düşmeleri bireyin (kadın/erkek olması fark etmeksizin) ruh halini etkileyebiliyor. Bundan dolayı kimi şahıslarda bu durum daha ağır hissedilebiliyor ve üzgün yahut endişeli olma hali ortaya çıkabiliyor.
Aslında bu biraz farklı bir durum üzere gelebilir. Zira cinsel tecrübe yaşadığınız kişiyi epeyce sevseniz ve epeyce bağlı olsanız bile bu durumu yaşayabiliyorsunuz. Psikologlar kimi vakit kişinin yaşadığı bağa kendini fazlaca fazla verememesinin de bu meseleye yol açabileceğini söz ediyor. Yani bir sevgiliniz/eşiniz var fakat ona içiniz epey ısınmamışsa bu sorun meydana gelebilir. örneğin partnerinizle yalnızca seks odaklı bir beraberliğiniz var ise, duygusal yakınlığınız yoksa da cinsel alaka bittikten daha sonra bu durumu deneyimleyebilirsiniz.
yeniden vurgulamak gerekirse, bu durum kişinin sıhhatsiz bir ilgisi olduğu için yaşanmıyor. Evet bu da bir ihtimal lakin bu bahisteki temel sebep yalnızca bu değil. Birey, bağlantısında dünya memnunu bile olsa seksten daha sonra mutsuz, depresif ve agresif hissedebiliyor. En genel manasıyla psikologlar bu sorunu deneyimleyen şahısların, geçmişte yaşadıkları bazı travmatik durumlar sebebiyle seksin onları savunmasız bıraktığı hissine kapıldıklarını düşünüyor.
bu biçimdece bireyler, bağ bittikten daha sonra anlamlandıramadıkları bir kasvet içine bürünebiliyor. Doğal ki kimi vakit ilgide yaşanan sorunların de cinselliğe yansıdığı görülebiliyor. Aslında bu hususla ilgili çok hudutlu sayıda araştırma yapıldığı için uzmanlar, tam olarak hangi niçinin bunu meydana getirdiği konusunda net konuşamıyor. Fakat tüm bu bahsettiklerimizde gördüğünüz ve bilim insanlarının da tabir ettiği üzere sorun sıklıkla psikolojik bir kökenden geliyor.
Cinsel terapist Jessa Zimmerman, bu durumu her cinsiyetten bireyin farklı formlarda deneyimleyebileceğini tabir ediyor.
Örneğin bir bayan, bağdan daha sonra ağlamayı yahut memnun olmamayı deneyimliyorsa, bir erkek de bağlantıdan daha sonra öfke veya hayal kırıklığı üzere hisler hissedebiliyor. Bununla ilgili 2015 yılında Queensland Teknoloji Üniversitesinde yapılan ve yalnızca bayanları kapsayan bir araştırmada, 230 katılımcıdan %46’sının, hayatlarının bir devrinde seksten daha sonra olumsuz hisler yaşadıklarını tabir ettiği tespit ediliyor.
bir daha tıpkı üniversitede 2018 gerçekleştirilen bir çalışmada, bu sefer 1.208 erkek iştirakçiyle görüşülüyor. Sonuç olarak iştirakçilerin %41’inin bu sıkıntıdan muzdarip olduğu görülüyor. Lakin bu bahis hakkında farklı çıkarımlar yapabilmek için daha kapsamlı araştırmaların yapılması gerektiğini söylemeden geçmeyelim.
Zimmerman, bu mevzuyu yaşayan ve bundan rahatsızlık duyan kişilerin kesinlikle bir uzmanla görüşmeleri gerektiğini lisana getiriyor. Zira terapist, bunun altında genelde diğer bir ruhsal durum olabileceğini, bu biçimde olmasa bile partnerle olan münasebetin gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyor. Pekala siz bu hususta ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.
Hatta bu durumda depresyon, anksiyete, ağlama krizleri, saldırganlık, panik atak ve öfke üzere durumlar bile görülebiliyor. Bunu yaşayan kimi şahıslarda, cinsel beraberlikten alınan zevk duygusu, o an içerisinde gerçekleşmeyip beraberlik bittikten daha sonra gerçekleşebiliyor. bu biçimde gelin bu karmaşık üzere gelen meselenin sebeplerine birlikte bakalım.
Uzmanlar bu durumun sebebinin, kişinin evvelinde bir travma, taciz yahut depresyon hikayesi yaşamasından kaynaklanabileceğini söylüyor.
Bilim beşerlerine gore birey, çocukluğunda yahut gençliğinde psikolojik, kelamlı ve fizikî olarak istismara uğramışsa bu, post-coital disfori yaşaması için bir risk faktörü olabilir. Keza çocukluk çağında anksiyete ile çaba eden birinin, anksiyetenin getirdiği ağır kaygıyı ve tasayı üzerinden atamamış olabilme ihtimalinden dolayı, cinsellikten daha sonra memnuniyetsizlik duyabileceği düşünülüyor. Zira kişi farkında olmasa da alaka esnasında, ortasında bulunduğu bu psikolojilen dolayı gerilimli olabiliyor.
Özellikle geçmiş cinsel tecrübelerin olumsuz olması da kişinin bu durumu yaşamasını sağlayabiliyor. örneğin bayanlarda görülen doğum daha sonrası depresyon, onların hormonlarını etkilediği (östrojen düzeyindeki değişiklikler depresyonu meydana getirebiliyor) için bu vakitte cinsellik yaşamaları, bağlantıdan daha sonra depresif hissetmelerine yol açabiliyor. Uzmanlar bu vakitte olan bayanların, cinsel beraberlik daha sonrası yaşanan olumsuz hisleri daha fazla deneyimleyebilme ihtimalleri olduğunu söylüyor.
Bu hormon konusuna ayrıntılı baktığımızda; seksin, oksitosin (cinsel manada uyarıcı bir hormon/hipofiz bezinin ardında bulunan kan sirkülasyonunun düzenlenmesini sağlayan hormon) ve dopamin (kişiye zevk üzere motive edici hisler sağlar) üzere hormonları aktive eden bir aksiyon olduğunu görürüz.
Orgazm olmak da prolaktin (süt hormonu/kadınlarda fazla salgılandığında vajinal kuruluk, cinsel isteksizlik, ağrılı cinsel ilişki/erkeklerde fazla olduğunda cinsel isteksizlik, ereksiyon problemleri, kısırlık üzere durumlar yaratabiliyor) gibi hormonların salınımını tetikleyebiliyor.
Bu hormonların cinsel tecrübe sırasında, bir anda yükselip bir anda düşmeleri bireyin (kadın/erkek olması fark etmeksizin) ruh halini etkileyebiliyor. Bundan dolayı kimi şahıslarda bu durum daha ağır hissedilebiliyor ve üzgün yahut endişeli olma hali ortaya çıkabiliyor.
Aslında bu biraz farklı bir durum üzere gelebilir. Zira cinsel tecrübe yaşadığınız kişiyi epeyce sevseniz ve epeyce bağlı olsanız bile bu durumu yaşayabiliyorsunuz. Psikologlar kimi vakit kişinin yaşadığı bağa kendini fazlaca fazla verememesinin de bu meseleye yol açabileceğini söz ediyor. Yani bir sevgiliniz/eşiniz var fakat ona içiniz epey ısınmamışsa bu sorun meydana gelebilir. örneğin partnerinizle yalnızca seks odaklı bir beraberliğiniz var ise, duygusal yakınlığınız yoksa da cinsel alaka bittikten daha sonra bu durumu deneyimleyebilirsiniz.
yeniden vurgulamak gerekirse, bu durum kişinin sıhhatsiz bir ilgisi olduğu için yaşanmıyor. Evet bu da bir ihtimal lakin bu bahisteki temel sebep yalnızca bu değil. Birey, bağlantısında dünya memnunu bile olsa seksten daha sonra mutsuz, depresif ve agresif hissedebiliyor. En genel manasıyla psikologlar bu sorunu deneyimleyen şahısların, geçmişte yaşadıkları bazı travmatik durumlar sebebiyle seksin onları savunmasız bıraktığı hissine kapıldıklarını düşünüyor.
bu biçimdece bireyler, bağ bittikten daha sonra anlamlandıramadıkları bir kasvet içine bürünebiliyor. Doğal ki kimi vakit ilgide yaşanan sorunların de cinselliğe yansıdığı görülebiliyor. Aslında bu hususla ilgili çok hudutlu sayıda araştırma yapıldığı için uzmanlar, tam olarak hangi niçinin bunu meydana getirdiği konusunda net konuşamıyor. Fakat tüm bu bahsettiklerimizde gördüğünüz ve bilim insanlarının da tabir ettiği üzere sorun sıklıkla psikolojik bir kökenden geliyor.
Cinsel terapist Jessa Zimmerman, bu durumu her cinsiyetten bireyin farklı formlarda deneyimleyebileceğini tabir ediyor.
Örneğin bir bayan, bağdan daha sonra ağlamayı yahut memnun olmamayı deneyimliyorsa, bir erkek de bağlantıdan daha sonra öfke veya hayal kırıklığı üzere hisler hissedebiliyor. Bununla ilgili 2015 yılında Queensland Teknoloji Üniversitesinde yapılan ve yalnızca bayanları kapsayan bir araştırmada, 230 katılımcıdan %46’sının, hayatlarının bir devrinde seksten daha sonra olumsuz hisler yaşadıklarını tabir ettiği tespit ediliyor.
bir daha tıpkı üniversitede 2018 gerçekleştirilen bir çalışmada, bu sefer 1.208 erkek iştirakçiyle görüşülüyor. Sonuç olarak iştirakçilerin %41’inin bu sıkıntıdan muzdarip olduğu görülüyor. Lakin bu bahis hakkında farklı çıkarımlar yapabilmek için daha kapsamlı araştırmaların yapılması gerektiğini söylemeden geçmeyelim.
Zimmerman, bu mevzuyu yaşayan ve bundan rahatsızlık duyan kişilerin kesinlikle bir uzmanla görüşmeleri gerektiğini lisana getiriyor. Zira terapist, bunun altında genelde diğer bir ruhsal durum olabileceğini, bu biçimde olmasa bile partnerle olan münasebetin gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyor. Pekala siz bu hususta ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.
- Kaynaklar: WebMD, Psych Central, Insider
- Görsel Kaynakları: Your Mag, The Guardian, Everyday Health, ABC, Pysch Central, Cosmopolitan, VICE