Çeşme Yaptırmak Ne Sadakası ?

Aylin

New member
Çeşme Yaptırmak Ne Sadakasıdır? Hayırda Akan Su, Hikâyede Akan Zaman

Selam sevgili forumdaşlar! 🌿

Bugün size hem tarihle hem kalple ilgili bir konu getirdim: “Çeşme yaptırmak ne sadakasıdır?”

Bilmiyorum siz de benim gibi düşünür müsünüz ama bazen bir köy meydanında, bir cami avlusunda ya da bir yol kenarında suyu şırıl şırıl akan bir çeşme gördüğümde hep aynı hissi yaşarım:

O suyun sesi, sadece susuzluğu değil, insanlığın iyiliğe olan inancını da gideriyor.

Ama işin dini, kültürel ve hatta sosyolojik tarafı da var.

Çeşme yaptırmak, İslam kültüründe sadaka-i cariye, yani “devam eden hayır” olarak bilinir.

Bir kere yapılır ama sevabı, su gibi durmadan akar gider.

Gelin bugün bu konuyu hem verilerle hem de kalpten hikâyelerle konuşalım — biraz tarih, biraz bilim, biraz duygu, bolca insanlık…

Sadaka-i Cariye: Akan Su, Akıp Giden Sevap

Önce tanımdan başlayalım.

Peygamber Efendimiz’in (sav) bir hadisinde geçer:

“İnsan öldüğünde amel defteri kapanır; ancak şu üç şey hariç: sadaka-i cariye, faydalı ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat.”

İşte çeşme yaptırmak bu üçlüden biri olan sadaka-i cariyeye girer.

Yani çeşmeden içilen her damla, o çeşmeyi yaptıran kişiye hayır olarak yazılır.

Ama burada iş sadece dini boyutta değil.

Diyanet’in 2023 verilerine göre, son 10 yılda Türkiye’de bireysel veya vakıf eliyle yapılan çeşme sayısı 18 bini geçmiş durumda.

Bunların büyük kısmı kırsal bölgelerde, özellikle yaz aylarında su sıkıntısı yaşayan yerlerde inşa edilmiş.

Yani bu “sadaka” sadece sevap değil, aynı zamanda sosyal bir dayanışma aracı.

Bir erkek forumdaş hemen şöyle der:

“Arkadaşlar, mesele sadece sevap değil, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmadır.

Su kaynaklarını doğru kullanmak, çeşmeyi planlı inşa etmek, uzun vadeli fayda sağlar.”

Kadın forumdaş ise şöyle cevap verir:

“Doğru ama unutmayın, o çeşmeden su içen çocukların tebessümü de bir sadakadır.”

Ve işte o noktada tartışma değil, insanlık başlar.

Bir Hikâye: Anadolu’da Akan Bir Kalbin İzinde

Geçen yıl Sivas’ın Zara ilçesinde yaşlı bir teyze, eşiyle birlikte yıllardır biriktirdiği altın bileziklerini satarak köyüne bir çeşme yaptırmış.

Adını da “Vefa Çeşmesi” koymuşlar.

Gazeteciler sorduklarında şu cevabı vermiş:

“Evlatlarım şehirde, ben burada tekim ama su akar, ben yokken de dua akar.”

Bu hikâye belki küçük bir köyde geçiyor ama aslında insanlığın özünü anlatıyor.

Kadın o çeşmeyi yaptırarak sadece suyu değil, iyiliği kalıcı kılmış.

İşte sadaka-i cariye budur: beden gider ama iyilik kalır.

Erkek forumdaş bunu duyunca hemen teknik tarafı düşünür:

“Böyle projeler yerel yönetimle entegre olmalı, bakım planı olmalı.”

Kadın forumdaş ise gözleri dolarak yazar:

“Bakın, kalbinden gelen bir hayır, suya dönüşmüş. Bundan daha güzel sürdürülebilirlik olur mu?”

Veriler Ne Diyor? Hayırda Su Gibi Artan Bilinç

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 çevre raporuna göre, su kıtlığı yaşayan yerleşim birimlerinin oranı %27’ye yükselmiş durumda.

Yani her dört bölgeden biri, suya erişimde zorluk çekiyor.

Bu tabloya rağmen, son yıllarda bireysel hayır projeleri artmış — özellikle “çeşme, kuyu, su deposu” yatırımları.

Sadece Türkiye değil, Afrika’da da Türk hayır kuruluşları yüzlerce çeşme yaptırmış durumda.

TİKA’nın verilerine göre 2022 itibarıyla Sudan, Nijer ve Somali’de 500’den fazla su kuyusu açıldı.

Bu sadece bir sadaka değil, bir insanlık mesajı: “Su paylaştıkça çoğalır.”

Erkek forumdaşlar için bu tür rakamlar heyecan vericidir:

“Arkadaşlar, bu iş global etkisi olan bir sistem! Planlı su dağıtımı, yerel halkın eğitimi, kaynak optimizasyonu…”

Kadın forumdaşlar ise kalpten yazar:

“Rakamlar güzel ama her rakamın arkasında bir insan var. O çeşmeden ilk suyu içen çocuğun gözleri, bütün istatistiklerden daha anlamlı.”

Modern Dünyada Sadaka: Dijitalden Gerçeğe Akan İyilik

Günümüzde sadaka kavramı da değişiyor.

Artık internet üzerinden bağışla Afrika’da bir kuyu yaptırmak mümkün.

Bir tıkla hayır yapmak çağındayız.

Ama dikkat edin: Teknoloji bile burada “suyu taşımak” için çalışıyor, yani özü değişmiyor.

Bir erkek forumdaş yazıyor:

“Artık su kaynaklarına sensör yerleştiriliyor, bakım zamanları otomatik bildiriliyor. Sadaka 4.0 dönemindeyiz.”

Kadın forumdaş gülümseyerek cevap veriyor:

“Tamam ama o sensör duayı ölçebiliyor mu?”

Gerçek şu ki, teknoloji de insana hizmet ediyorsa, o da bir sadaka aracıdır.

Bir tuşa basarak dünyanın bir ucuna su götürüyorsak, aslında hepimiz bir zincirin halkasıyız.

Erkek ve Kadın Bakışının Buluştuğu Nokta: Kalıcı İyilik

Erkekler olaya planla, verimlilikle, sistemle bakıyor.

Kadınlar ise kalple, hisle, dua ile…

Ama ikisi birleşince ortaya çıkan şey müthiş: kalıcı bir iyilik vizyonu.

Birisi suyun nereye akacağını planlıyor, diğeri o suyun kimlere umut olacağını düşünüyor.

Ve işte bu yüzden çeşme yaptırmak, sadece bir hayır değil; bir insanlık mirası.

Bir erkek forumdaş şöyle der:

“Sadaka-i cariye, sürdürülebilir bir sosyal yatırım.”

Kadın forumdaş tamamlar:

“Evet, ama en güzel getirisi kalpteki huzur.”

Forumdaşlara Soru: Sizin Hayrınız Nasıl Akardı?

Peki siz olsaydınız, hangi çeşmeye adınızı verirdiniz?

Bir köyün ortasına mı, bir okulun yanına mı, yoksa bir dağ yoluna mı?

Ve suyun her damlasında nasıl bir dua taşınsın isterdiniz?

Belki biriniz “ben kuyu açtırmak isterim” diyecek, biriniz “ben okul yaptırırdım” diyecek.

Ama biliyorum ki hepimizin ortak niyeti aynı: bir iz bırakmak, bir iyilikle akmak.

Haydi forumdaşlar, paylaşın düşüncelerinizi:

Sizce çeşme yaptırmak sadece bir sadaka mı, yoksa insanın dünyaya yazdığı en güzel “ben buradaydım” notu mu? 💧🌍
 
Üst