ahmetbeyler
New member
Evet, yanlış duymadınız! Siyah gözlerin aslında birer illüzyondan ibaret olduğundan bahsedeceğiz. Giydiğimiz kıyafetten, taktığımız şapkaya kadar hatta o gün yaptığımız makyaja bakılırsa bile farklı görünen gözlerimiz gri bile olabiliyorken siyah olması genetik açıdan imkansız.
Genelde palavra söylemediği ve kalbin aynası olduğu tez edilen gözler hakkında büyük bir yanılgıyı düzeltmek için buradayız. Kara gözlü olduğunu tez edenler hazırsanız başlayalım.
Göz rengimizin oluşumunda başrol kim?
Biyoloji dersinde; anne ve babamızın göz rengimizin ortaya çıkmasında eşit oranda kelam sahibi olduğu, baskın ve çekinik genlerin nasıl aktarıldığını öğrenmiştik. Genetik özelliklerimize baktığımızda, göz rengi ile ilgili 16 adet genin tesirli olduğunu söyleyebiliriz. Lakin göz rengini belirleyen 2 tane genle tanışıyoruz. Biri OCA2, oburu ise HERC2.
Göz rengi üstündeki tesirleri bilimsel araştırmalarla kanıtlanan ve 15. kromozomda yer alan bu genlerin sorumlu olduğu bir kavram var ki başrolümüz o: Melanin. Melanin; derimize, saçlarımıza, gözlerimize rengini veren sıklıkla kahverengi tonlarında bir pigment.
Peki ya melanin pigmenti albinizm üzere genetik hastalıklar haricinde herkeste var bulunmasına karşın niye herkes birebir renkte saçlara ve gözlere sahip değil?
Bu sorunun yanıtı, bu pigmentin bedenimizde hangi oranda var olduğuyla ilgilidir. Yüksek oranda melanin içeren ciltler, daha az ölçülerde melanine sahip ciltlere göre daha koyu renkte görünür. Birebir durum saç ve göz rengi için de geçerlidir. Gözün renkli kısmı olduğunu bildiğimiz iriste bulunan kahverengi melaninin yoğunluğu aslında göz rengimizin ne kadar koyu bir renge sahip olacağını belirler.
Peki melamin pigmenti bunu nasıl yapıyor?
Gözümüze ulaşan görünür ışığın ne kadarının soğurulacağına ne kadarının yansıtılacağına karar veren merci, melanin. Bu pigmenti ağır olarak taşıyan şahıslarda göze ulaşan görünür ışık pigment tarafınca epey fazla absorbe edileceği yani emileceği için göz daha koyu renk görünür.
Melanin kahverengi ise renkli gözler nasıl oluşuyor?
Melaninin epeyce az düzeylerde olması yahut olmaması durumunda bize ender olduğu için cazibeli gelen yeşil ve mavi renkli gözler oluşur. Işığı absorbe etmek için melanin pigmenti olmayan iris gelen ışığı direkt yansıtır.
Bu yüzden irisin mavi dalga uzunluğunu yansıtabiliyor oluşunu düşününce melaninin yokluğundagözü mavi algılamamızın niçinini açıklayabiliriz. Hatta bunu denizin mavi görünmesine benzetebiliriz. Su moleküllerinin mavi dalga uzunluğuna sahip ışığı hayli az emebiliyor ve bu biçimdece aslında bir renge sahip olmayan suyun maviymiş üzere algılanmasına sebep oluyor.
Az ölçüde melaninin ve memelilerde iris rengini sarı, kehribar tonlarında görünmesine niye olan pigment lipokromun varlığında yeşil göz rengi meydana geliyor.
Dünyada ne az sayıda olduğu söylenen göz rengi yeşildir. Yalnızca %2’lik bir dilimin yeşil göz rengine sahip olduğu düşünülürken, kehribar yani halk içinde bal renginde gözler de yeşil kadar az görülmektedir.
Siyah gözlü olabilseydik ne olurdu?
Koyu renklerin daha fazla ışık absorbe ettiğinden ve daha az ışığı yansıttığından üstte bahsetmiştik. Gözlerimiz siyah renkte olabilseydi; gözün epey emdiği ışık, ısı gücünün ziyanlı tesirlerinden korunmak için sürekli olarak ağlamamız gerekecekti ve muhtemelen bunu hiç birimiz istemezdi.
Bunun yanında, Güneş’ten gelen ışınları emerken ziyanlı UV ışınlarına da daha fazla maruz kalacağımız için gün ışığına çıkmak bizim için hiç de kolay olmazdı. Katarakt ve cilt kanseri üzere bir epey önemli hastalığa karşı daha savunmasız bir hale gelirdik.
Sonuç olarak, kara gözlü olduğunu düşündüğünüz şahısların gözlerine bu defa daha dikkatli bakın ve gerçeklerle tanışın!
Genelde palavra söylemediği ve kalbin aynası olduğu tez edilen gözler hakkında büyük bir yanılgıyı düzeltmek için buradayız. Kara gözlü olduğunu tez edenler hazırsanız başlayalım.
Göz rengimizin oluşumunda başrol kim?
Biyoloji dersinde; anne ve babamızın göz rengimizin ortaya çıkmasında eşit oranda kelam sahibi olduğu, baskın ve çekinik genlerin nasıl aktarıldığını öğrenmiştik. Genetik özelliklerimize baktığımızda, göz rengi ile ilgili 16 adet genin tesirli olduğunu söyleyebiliriz. Lakin göz rengini belirleyen 2 tane genle tanışıyoruz. Biri OCA2, oburu ise HERC2.
Göz rengi üstündeki tesirleri bilimsel araştırmalarla kanıtlanan ve 15. kromozomda yer alan bu genlerin sorumlu olduğu bir kavram var ki başrolümüz o: Melanin. Melanin; derimize, saçlarımıza, gözlerimize rengini veren sıklıkla kahverengi tonlarında bir pigment.
Peki ya melanin pigmenti albinizm üzere genetik hastalıklar haricinde herkeste var bulunmasına karşın niye herkes birebir renkte saçlara ve gözlere sahip değil?
Bu sorunun yanıtı, bu pigmentin bedenimizde hangi oranda var olduğuyla ilgilidir. Yüksek oranda melanin içeren ciltler, daha az ölçülerde melanine sahip ciltlere göre daha koyu renkte görünür. Birebir durum saç ve göz rengi için de geçerlidir. Gözün renkli kısmı olduğunu bildiğimiz iriste bulunan kahverengi melaninin yoğunluğu aslında göz rengimizin ne kadar koyu bir renge sahip olacağını belirler.
Peki melamin pigmenti bunu nasıl yapıyor?
Gözümüze ulaşan görünür ışığın ne kadarının soğurulacağına ne kadarının yansıtılacağına karar veren merci, melanin. Bu pigmenti ağır olarak taşıyan şahıslarda göze ulaşan görünür ışık pigment tarafınca epey fazla absorbe edileceği yani emileceği için göz daha koyu renk görünür.
Melanin kahverengi ise renkli gözler nasıl oluşuyor?
Melaninin epeyce az düzeylerde olması yahut olmaması durumunda bize ender olduğu için cazibeli gelen yeşil ve mavi renkli gözler oluşur. Işığı absorbe etmek için melanin pigmenti olmayan iris gelen ışığı direkt yansıtır.
Bu yüzden irisin mavi dalga uzunluğunu yansıtabiliyor oluşunu düşününce melaninin yokluğundagözü mavi algılamamızın niçinini açıklayabiliriz. Hatta bunu denizin mavi görünmesine benzetebiliriz. Su moleküllerinin mavi dalga uzunluğuna sahip ışığı hayli az emebiliyor ve bu biçimdece aslında bir renge sahip olmayan suyun maviymiş üzere algılanmasına sebep oluyor.
Az ölçüde melaninin ve memelilerde iris rengini sarı, kehribar tonlarında görünmesine niye olan pigment lipokromun varlığında yeşil göz rengi meydana geliyor.
Dünyada ne az sayıda olduğu söylenen göz rengi yeşildir. Yalnızca %2’lik bir dilimin yeşil göz rengine sahip olduğu düşünülürken, kehribar yani halk içinde bal renginde gözler de yeşil kadar az görülmektedir.
Siyah gözlü olabilseydik ne olurdu?
Koyu renklerin daha fazla ışık absorbe ettiğinden ve daha az ışığı yansıttığından üstte bahsetmiştik. Gözlerimiz siyah renkte olabilseydi; gözün epey emdiği ışık, ısı gücünün ziyanlı tesirlerinden korunmak için sürekli olarak ağlamamız gerekecekti ve muhtemelen bunu hiç birimiz istemezdi.
Bunun yanında, Güneş’ten gelen ışınları emerken ziyanlı UV ışınlarına da daha fazla maruz kalacağımız için gün ışığına çıkmak bizim için hiç de kolay olmazdı. Katarakt ve cilt kanseri üzere bir epey önemli hastalığa karşı daha savunmasız bir hale gelirdik.
Sonuç olarak, kara gözlü olduğunu düşündüğünüz şahısların gözlerine bu defa daha dikkatli bakın ve gerçeklerle tanışın!