ahmetbeyler
New member
Bir araştırma, çiftlerin üçte birinin konutun ülkü sıcaklığı ile ilgili uyuşmazlık yaşadığını ve her on bayandan dördünün partnerlerinden gizlice konutun sıcaklığını yükselttiğini gösteriyor. Araştırma, bayanların erkeklerden ortalama 2,5 derece daha sıcak bir odada rahat ettiğini gösteriyor.
bir arada duş alırken de su sıcaklığı konusunda anlaşamamanızın sebebi tam olarak budur. Bilim insanlarının incelemelerine nazaran bu durumun sebebi, bedenimizdeki kas oranıyla ilgili.
Erkeğin ve hanımın ısı yönetimi incelendiğinde erkeğin daha avantajlı olduğu görülüyor.
Zira toplam beden yükü üzerinden erkeğin bedeninin %40’ını kaslar oluşturuyor. Erkek, bir kasını çalıştırdığında gücün 3’te 1’ini işe harcıyor. Gücün geri kalanıysa ısı olarak yayılıyor. Yani kaslarımız bedenimizin kaloriferi.
Bayan bedenindeki kas oranıysa yalnızca %23’tür, erkeğinkinin neredeyse yarısı.
Bunun kararı olarak hanımın beden kaloriferi nispeten daha zayıf. Ayrıyeten ısı kaybı da kıymetli bir faktör. Bundan bedenimizin yüzey alanı sorumlu. Üşüdüğünüzde büzülürsünüz değil mi? Yani yüzey alanınızı küçültürsünüz.
bu biçimdece etrafa daha az ısı saçmış olursunuz. Burada da erkekle bayan içinde bir fark var. Birebir uzunlukta olmaları halinde hanımın yüzey alanı erkeğinkinden çok. Yani daha fazla ısı saçıyor.
Yüksek ısı kaybı, zayıf ısıtma sistemi; hiç elverişli değil. Fakat bayan bedeni buna reaksiyon veriyor.
Hayati organları ve beyni 37 derece sıcaklıkta tutabilmek için öbür beden bölgelerine, örneğin kollara, bacaklara, burna daha az kan masraf. Isı bu yolla bedenin merkezine yönlendirilir.
Hava soğuduğunda bayanların ayaklarındaki kılcal damarlar daha çabuk büzüşür. Kanın gitmediği yere ısı da gitmez.
Ayak parmaklarının sıcaklığı 8 derece kadar düşebilir. Bayanların üşüyen ayakları, tabiatın oluşturduğu bir hayatta kalma stratejisidir. her neyse ki ellerinizi tutup ısıtacak sevgilileriniz var. Natürel var ise…
Kaynak: 2 Dakikada Bilim (NTV), The Guardian
bir arada duş alırken de su sıcaklığı konusunda anlaşamamanızın sebebi tam olarak budur. Bilim insanlarının incelemelerine nazaran bu durumun sebebi, bedenimizdeki kas oranıyla ilgili.
Erkeğin ve hanımın ısı yönetimi incelendiğinde erkeğin daha avantajlı olduğu görülüyor.
Zira toplam beden yükü üzerinden erkeğin bedeninin %40’ını kaslar oluşturuyor. Erkek, bir kasını çalıştırdığında gücün 3’te 1’ini işe harcıyor. Gücün geri kalanıysa ısı olarak yayılıyor. Yani kaslarımız bedenimizin kaloriferi.
Bayan bedenindeki kas oranıysa yalnızca %23’tür, erkeğinkinin neredeyse yarısı.
Bunun kararı olarak hanımın beden kaloriferi nispeten daha zayıf. Ayrıyeten ısı kaybı da kıymetli bir faktör. Bundan bedenimizin yüzey alanı sorumlu. Üşüdüğünüzde büzülürsünüz değil mi? Yani yüzey alanınızı küçültürsünüz.
bu biçimdece etrafa daha az ısı saçmış olursunuz. Burada da erkekle bayan içinde bir fark var. Birebir uzunlukta olmaları halinde hanımın yüzey alanı erkeğinkinden çok. Yani daha fazla ısı saçıyor.
Yüksek ısı kaybı, zayıf ısıtma sistemi; hiç elverişli değil. Fakat bayan bedeni buna reaksiyon veriyor.
Hayati organları ve beyni 37 derece sıcaklıkta tutabilmek için öbür beden bölgelerine, örneğin kollara, bacaklara, burna daha az kan masraf. Isı bu yolla bedenin merkezine yönlendirilir.
Hava soğuduğunda bayanların ayaklarındaki kılcal damarlar daha çabuk büzüşür. Kanın gitmediği yere ısı da gitmez.
Ayak parmaklarının sıcaklığı 8 derece kadar düşebilir. Bayanların üşüyen ayakları, tabiatın oluşturduğu bir hayatta kalma stratejisidir. her neyse ki ellerinizi tutup ısıtacak sevgilileriniz var. Natürel var ise…
Kaynak: 2 Dakikada Bilim (NTV), The Guardian