ahmetbeyler
New member
Ağladığınız vakit ses telleri şiştiği için sinüsleriniz de şişebilir. Bildiğiniz üzere bu durum kaynaklı yaşanan burun tıkanıklığı niçiniyle sesiniz olduğundan daha kötü çıkabilir.
Ancak olağan ki ağlayınca yaşanan ses tonu değişiminin tek niçini bu değil. Pekala bu durumun diğer etkenleri ne olabilir?
Uzun müddet ağlamak, ses tellerini yıpratabiliyor.
Bebeklerde de epeyce uzun müddet ağlamak ses tellerini zedelebiliyor. Bu durum yetişkinlerde de tıpkı etkiyi yaparak sesin çatallanmasına yol açıyor. bu biçimdece sesiniz, olduğu halinden daha kısık çıkabiliyor. kimi vakit birden fazla kişi uzun mühlet ağlayınca boğazlarının niye şiştiğini merak edebiliyor.
Şöyle ki; otonom hudut sistemi (istemsiz yapılan hareketleri temsil ediyor), sempatik hudut sistemini (stresli durumlarda faal olur) harekete geçirdiği için ağladığımızda bedenimizde savaş ve kaç yansısı uyanır. Bu reaksiyon de yeme içme dahil biroldukca fonksiyonu yerine getirmemizi, yalnızca o an için engeller.
Ses Tellerini Gösteren Rahatsız Edici İçerik
İşte boğazların şişme durumu, ses telleri içindeki açıklıkta bulunan glottisinin (ses tellerinin bulunduğu orta kısmın tıbbi adı) şişmesinden kaynaklanır. Zira bu şiştiğinde boğazlar da dolgun ve gergin hisseder. Hatta Dr. Patricia Salber’a bakılırsa bu durumun meydana gelme niçini vücudumuzun bizi zarar görmememiz için muhafaza iç güdüsünden kaynaklanıyor. Yani beden, ciğerlere sümük yahut gözyaşı girmemesi için aslında mücadele etmiş oluyor.
Ağlayınca sesin olağan çıkması için boğazı temizlemek (ses tellerini temizlemek üzere de düşünebilirsiniz) aslında yeterli bir şey değil.
Bazı sanatkarlar, sahnede ağladıkları zaman seslerini denetim etmeye çalışmak yerine evvel derin bir nefes aldıklarını ifade ediyor. Zira bu esnada alınan nefes, ağlamayı bir nebze de olsa durdurabileceği için ses de yavaş yavaş olağana dönebiliyor.
Bir öteki niye ise çene kaslarının gerilmesi.
Çene Kaslarını Gösteren Temsili Fotoğraf
Ağladığınızda çenenizin kasıldığını hatta bu niçinle konuşmakta bile zorlandığınızı hissedebilirsiniz. Aslında bu durum bedenin yaşadığı duygusal soruna verdiği fizyolojik bir reaksiyondan kaynaklanıyor.
bu biçimde bir durumda düzgün konuşma eforuyla çenenizi daha fazla sıkmak yerine sakinleşip daha sonrasında konuşmaya başlamanız daha uygun olur.
Ağlayınca yüzün buruşması da uğraşı.
Gözyaşlarınız yüzünüzden süzülmeye devam ederken bir yandan yüz kaslarınız da devreye girer. bu biçimdece yüzünüzü istemeden de olsa buruşturduğunuz için konuşmaya çalıştığınız takdirde sesiniz daha üzgün ve ince çıkabilir. Ayrıyeten bu biçimde bir durumda nefes nefese kalmak da ses için uygun değildir. Üstte da bahsetmiş olduğumiz gibi ses tellerini denetim edebilmenin en faal yollarından biri nefesi, yani diyaframı (göğüs boşluğunu) denetim edebilmektir.
Kaynaklar: Quora, Self, Judy Rodman, Healthline, The Cut, Live Science, Independent
Ancak olağan ki ağlayınca yaşanan ses tonu değişiminin tek niçini bu değil. Pekala bu durumun diğer etkenleri ne olabilir?
Uzun müddet ağlamak, ses tellerini yıpratabiliyor.
Bebeklerde de epeyce uzun müddet ağlamak ses tellerini zedelebiliyor. Bu durum yetişkinlerde de tıpkı etkiyi yaparak sesin çatallanmasına yol açıyor. bu biçimdece sesiniz, olduğu halinden daha kısık çıkabiliyor. kimi vakit birden fazla kişi uzun mühlet ağlayınca boğazlarının niye şiştiğini merak edebiliyor.
Şöyle ki; otonom hudut sistemi (istemsiz yapılan hareketleri temsil ediyor), sempatik hudut sistemini (stresli durumlarda faal olur) harekete geçirdiği için ağladığımızda bedenimizde savaş ve kaç yansısı uyanır. Bu reaksiyon de yeme içme dahil biroldukca fonksiyonu yerine getirmemizi, yalnızca o an için engeller.
Ses Tellerini Gösteren Rahatsız Edici İçerik
İşte boğazların şişme durumu, ses telleri içindeki açıklıkta bulunan glottisinin (ses tellerinin bulunduğu orta kısmın tıbbi adı) şişmesinden kaynaklanır. Zira bu şiştiğinde boğazlar da dolgun ve gergin hisseder. Hatta Dr. Patricia Salber’a bakılırsa bu durumun meydana gelme niçini vücudumuzun bizi zarar görmememiz için muhafaza iç güdüsünden kaynaklanıyor. Yani beden, ciğerlere sümük yahut gözyaşı girmemesi için aslında mücadele etmiş oluyor.
Ağlayınca sesin olağan çıkması için boğazı temizlemek (ses tellerini temizlemek üzere de düşünebilirsiniz) aslında yeterli bir şey değil.
Bazı sanatkarlar, sahnede ağladıkları zaman seslerini denetim etmeye çalışmak yerine evvel derin bir nefes aldıklarını ifade ediyor. Zira bu esnada alınan nefes, ağlamayı bir nebze de olsa durdurabileceği için ses de yavaş yavaş olağana dönebiliyor.
Bir öteki niye ise çene kaslarının gerilmesi.
Çene Kaslarını Gösteren Temsili Fotoğraf
Ağladığınızda çenenizin kasıldığını hatta bu niçinle konuşmakta bile zorlandığınızı hissedebilirsiniz. Aslında bu durum bedenin yaşadığı duygusal soruna verdiği fizyolojik bir reaksiyondan kaynaklanıyor.
bu biçimde bir durumda düzgün konuşma eforuyla çenenizi daha fazla sıkmak yerine sakinleşip daha sonrasında konuşmaya başlamanız daha uygun olur.
Ağlayınca yüzün buruşması da uğraşı.
Gözyaşlarınız yüzünüzden süzülmeye devam ederken bir yandan yüz kaslarınız da devreye girer. bu biçimdece yüzünüzü istemeden de olsa buruşturduğunuz için konuşmaya çalıştığınız takdirde sesiniz daha üzgün ve ince çıkabilir. Ayrıyeten bu biçimde bir durumda nefes nefese kalmak da ses için uygun değildir. Üstte da bahsetmiş olduğumiz gibi ses tellerini denetim edebilmenin en faal yollarından biri nefesi, yani diyaframı (göğüs boşluğunu) denetim edebilmektir.
Kaynaklar: Quora, Self, Judy Rodman, Healthline, The Cut, Live Science, Independent